Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çukurova Uluslararası Havalimanı açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Havalimanımız, yolcu taşımacılığının yanı sıra bölgemizin ihracatında da çarpan etkisi yapacak. Adana ve Mersin ile birlikte Akdeniz Bölgesi’nin tamamının kalkınmasında lokomotif rolü üstlenecek böyle bir eseri ülkemize kazandırmaktan gurur duyuyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mersin’in Tarsus ilçesinde yapımı tamamlanan Çukurova Uluslararası Havalimanı’nın açılış törenine katılarak bir konuşma yaptı.
Havalimanının Adana ve Mersin ile tüm bölgeye, tüm Türkiye’ye ve 85 milyonun her bir ferdine hayırlı olması temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, eserin bölgeye kazandırılmasında emeği geçen herkese teşekkür etti.
“HAVALİMANI’NIN YILLIK KAPASİTESİ 9 MİLYON KİŞİDİR”
Adana ve Mersin’in yanı sıra geniş bir alana hizmet verecek bir vizyon projesini daha hayata geçirmenin haklı gururunu yaşadıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu bilgileri verdi: “Bugün sadece bir havalimanı değil, Yenicemizden tüm Türkiye’ye, hatta tüm dünyaya yeni, modern, estetik bir kapı açıyoruz. Çukurova’nın eşsiz güzellikteki sembollerinin her köşesine işlendiği havalimanımızın dünya standartlarında bir eser olduğunu görüyoruz. Burada bazı rakamları kısaca paylaşmak istiyoruz; Çukurova Uluslararası Havalimanı’nın yıllık kapasitesi 9 milyon kişidir. Terminal alanı 110 bin metrekarelik büyüklüğe sahiptir. 3 bin 500 metre uzunluğunda ve 60 metre gövde genişliğindeki ana pistine en geniş gövdeli yolcu uçakları dahi iniş-kalkış yapabilecektir. Ana piste ilaveten ayrıca 3 bin 500 metre uzunluğunda ve 45 metre gövde genişliğinde yardımcı pist vardır. Tüm bunlarla birlikte 2 adet yüksek sürat taksi yolu, 48 uçak kapasiteli yaklaşık 279 bin metrekare apronu, 21 uçak kapasiteli yaklaşık 56 bin metrekare genel havacılık apronu, yer hizmetleri, araç park yeri, nöbetçi kulübeleri ve çevre güvenlik yoluyla havalimanımız en üst standartta imkânlarla donatılmıştır. Üst yapı tesislerimizin toplam kapalı alan 214 bin 180 metrekareyi buluyor.”
“DEVLETİN BÜTÇESİNDEN TEK KURUŞ HARCAMADAN BU ESERLERİN İNŞASINI TAMAMLADIK”
Havalimanının inşasında bölgenin sembollerini ve mimari özelliklerini kullanmaya ihtimam gösterildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hava kontrol kulesi ağaç formunda tasarlandı. Bu toprakların simgesi olan pamuk motifleri ile turuncu renk, havalimanımızın süslemesinde özellikle tercih edildi. Akdeniz’de yaşayan tüm kardeşlerimizin benimseyeceği, kendinden bir iz bulacağı, bu coğrafyanın zengin karakterini yansıtan bir yaklaşımla Çukurova Havalimanı’mız inşa edildi” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son yıllarda ülkeye kazandırdıkları pek çok eseri kamu-özel ortaklığıyla hayata geçirdiklerini anımsatarak şöyle devam etti: “Devletin bütçesinden tek kuruş harcamadan bu eserlerin inşasını tamamladık. Böylece sadece ülkemizin altyapı eksiklerini süratle gidermekle kalmadık, aynı zamanda Türkiye ekonomisine de ciddi katma değer oluşturduk. Milletimizin istifadesine sunduğumuz her bir köprü, otoyol, havalimanı, yatırım rakamlarının çok çok ötesinde ekonomik kazanç sağladı. Çukurova Havalimanı’mızın yapımında da aynı yöntemi uyguladık. Kamu-özel iş birliğiyle inşa edilen havalimanının toplam yatırım miktarı 608 milyon 500 bin avrodur. Devletimiz buradan 25 yıl içinde toplam 297 milyon 100 bin avro kira bedeli elde edecektir. Bu sadece kira bedeli olarak devletimizin kasasına girecek olan tutardır. Havalimanımız, tüm Çukurova’nın ticaretine, turizmine, tarımsal üretimine, ekonomik hayatına önemli katkılar yapacak, doğrudan ve dolaylı olarak yaklaşık 3 bin kişinin istihdamına vesile olacaktır.”
“ÇOK KISA SÜREDE NE KADAR İSABETLİ BİR YATIRIM OLDUĞU GÖRÜLECEK”
Çukurova Uluslararası Havalimanı’nın Adana’ya mesafesinin 35 kilometre, Mersin’e mesafesinin ise 40 kilometre olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Yani her iki şehrimizin de tam ortasında konumlanmıştır. Havalimanımız, Mersin ve Adana’dan hem D400 yolu hem de otoyol üzerinden kolay ulaşım imkânına sahiptir. Adana ve Mersin ile birlikte Osmaniye ve Niğde’ye olan yakınlığıyla da 5 milyonu aşkın insanımıza hizmet verecek. Buranın yapımına başladığımızda eş zamanlı olarak bağlantı yollarının çalışmalarını da başlatmıştık. Havalimanına konforlu, güvenli ve hızlı erişim sağlamak amacıyla 15,9 kilometrelik yolumuzu, bölünmüş yol standardında tamamladık. Proje kapsamında toplam 258 metre uzunluğunda 8 adet tek köprü, 90 metre uzunluğunda 2 adet çift köprü ve 127 metre uzunluğunda farklı seviyeli kavşak inşa ettik. Yol sayesinde, vakitten 494 milyon lira, akaryakıttan 84 milyon lira olmak üzere yıllık toplam 578 milyon lira tasarruf edeceğiz.”
“Tabii sadece kara yolu bağlantılarıyla yetinmiyoruz. Çukurova Havalimanı’mızı Mersin, Adana, Gaziantep hızlı tren hattına entegre ediyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Hat tamamlandığında saatte 200 kilometre hıza ulaşabilecek hızlı trenlerle Mersin ile Adana arası seyahat süresi 35 dakikaya inecek. Adana veya Mersin’den trene binen kardeşlerimiz 23 dakikada havalimanımıza varacak.”
“HAVALİMANIMIZ BÖLGEMİZİN İHRACATINDA DA ÇARPAN ETKİSİ YAPACAK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çukurova Uluslararası Havalimanı’nın yolcu taşımacılığının yanı sıra bölgenin ihracatında da çarpan etkisi yapacağına dikkati çekerek, “Mersin Limanı, Mersin ve Adana organize sanayileri, İskenderun Körfezi sanayi tesisleri, Yumurtalık Serbest Bölgesi gibi sanayi ve ticaret bölgelerinden gelen ürünleri buradan tüm dünyaya göndereceğiz. Burada şunu özellikle söylemek isterim, hem Adanalı hem Mersinli vatandaşlarımız çok kısa sürede bu eserin ne kadar isabetli bir yatırım olduğunu görecekler” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, havalimanının, bölgedeki işletmeleri daha geniş pazarlara açacağını, şirketlerin ihracat potansiyellerini ve rekabet gücünü artıracağını, acil ve kritik malzemelerin teslimatının süratle yapılmasını sağlayarak, birçok hususta ticaretin gelişmesine, tedarik zincirlerinin kesintisiz işlemesine, ekonomik hayatın güçlenmesine yardımcı olacağını söyledi.
Çukurova bölgesinin ürettiği tarım ürünlerinin, artık gecikmeden, bozulma riski olmadan müşterilerine kolayca ulaştırılabileceğine de dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Adana ve Mersin ile birlikte Akdeniz Bölgesi’nin tamamının kalkınmasında lokomotif rolü üstlenecek böyle bir eseri ülkemize kazandırmaktan gurur duyuyoruz” dedi. Eserin inşasında emeği geçenleri tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşlara da “kazasız, sorunsuz seferler” temennisinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özetin özeti mahiyetinde ifade ettiği rakamlara bakmanın bile Çukurova Uluslararası Havalimanı’nın ülke ve bölge açısından faydasını ortaya koymaya yeterli olduğunu vurguladı.
Hangi siyasi partiye gönül verirse versin, bütün vatandaşların böyle bir yatırımdan sevinç ve kıvanç duyması gerektiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şüphesiz bazı yeniliklere alışmak için zamana ihtiyaç vardır. Alışkanlıkları değiştirmek, yeniye uyum sağlamak elbette vakit alır. Bazı vatandaşlarımızın dile getirdiği hususları gayet doğal karşılıyoruz” diye konuştu.
“ŞAKİRPAŞA HAVALİMANI EĞİTİM MERKEZİ OLARAK BÖLGEYE HİZMET VERECEK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünkü tereddütlerin yerini zamanla memnuniyete bırakacağından en küçük bir şüpheleri dahi olmadığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim doğal bulmadığımız muhalefetin, ‘İstemezükçü’ tavrıdır. Artık bu huyu bırakmanız lazım. ‘Şakirpaşa Havalimanı’nı kapatacağız.’ böyle diyorlar. Nereden çıktı bu? Böyle bir şey yok. Aydın’da biliyorsunuz bizim bir eğitim merkezimiz var. Şimdi Şakirpaşa Havalimanı işte bir eğitim merkezi olarak ne yapacak? Bölgeye hizmet verecek. Kapatma diye bir şey söz konusu değil. Ama muhalefetin işi gücü hep bu tür yalanları ne yapmak? Uydurmak. Tutmayacak bu yalanlar.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çukurova Uluslararası Havalimanı’na kargo binasının da yapılacağını belirterek, “Şimdi kargo binası da yapıldığı andan itibaren Çukurova gerçekten iç ve dış servislerini yapacak, bir diğer taraftan da kargo servisi olarak hemen arkamdaki o dev tesislerde hizmetini verecek. Çukurova artık her yönüyle güçlü bir iç, dış ve kargo olarak hizmetini sürdürecek” dedi.
“HİZMET VE ESER DÜŞMANLIĞI YAPAN MUHALEFET OLMAZ”
Adana ve Mersin dahil tüm bölgeye katkı sunacak devasa bir eser inşa edildiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Muhalefet, hizmeti sahiplenmek yerine şuna bile çamur atacak, bunu bile kötüleyecek bir bahane mutlaka buluyor. Bir kısmı çarpıtma, bir kısmı manipülasyon olan iddialarla havalimanımızı karalamak için kendilerini paralıyorlar. Adanalı, Mersinli kardeşlerimizi bize karşı kışkırtarak yapılan yatırımı gölgelemeye çalışıyorlar. Açık söylüyorum, böyle siyaset olmaz. Hizmet ve eser düşmanlığı yapan muhalefet olmaz. Allah aşkına dünyanın hangi ülkesinde böyle bir muhalefet vardır. Havalimanından rahatsızlık duyan bir muhalefet olabilir mi? Yatırımı kötüleyerek nereye varmaya çalışıyorsunuz? Vatandaşımızı provoke ederek neyi elde etmeyi hedefliyorsunuz? Hem bu ülkede dikili tek bir ağacınız yok hem de ülkemize çağ atlatacak, hava ulaşımında bizi bir üst lige yükseltecek projelerimize laf söylüyorsunuz, bunun adı siyasi hasetliktir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllar, isimler ve yönetimlerin değiştiğini ancak ana muhalefetin hizmete ve yatırıma yaklaşımında “zerre miskal” değişim olmadığını belirterek, “Şayet ülkenin kaynaklarıyla ilgili cümle kurulacaksa eleştirilmesi gereken Çukurova Havalimanı değil, halkın parasını Paris’te har vurup harman savuran müsriflerdir. SGK’ye borç ödemeye, millete hizmet etmeye gelince kasada para yok, fakat cümbür cemaat Paris’te keyif çatmaya gelince paranın sınırı yok. Bunun takdirini de aziz milletime bırakıyorum” ifadelerini kullandı.
“ÇUKUROVA HAVALİMANI’NI DEPREMİ ÖNE SÜREREK ELEŞTİRMEK BİR AKIL TUTULMASI”
Her türlü tenkidine, serzenişine sonuna kadar tahammülleri olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ancak han-ı yağma misali, ülke ve milletin kaynakları üzerinden keyif çatanlara kulaklarımız tıkalıdır. Çukurova Havalimanı’nı depremi öne sürerek eleştirmekse tam bir akıl tutulmasıdır. Soruyorum sizlere daha büyük ve modern bir havalimanımızın olması, deprem yardımlarının ulaştırılmasında elimizi rahatlatır mı? Yoksa muhalefetin iddia ettiği gibi işimizi zorlaştırır mı? Tabii ki kolaylaştırır” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de 6 Şubat depremleri gibi bir doğal afet yaşandığında yatırımları ve yardımları götürecek ilave bir havalimanının daha inşa edildiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çukurova Havalimanı’nın devreye girmesiyle afetlere karşı mücadelede devletimizin eli daha da güçlendi” değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adana’da çarşamba günü meydana gelen 4,6 ve 4,5 ve 4 büyüklüğündeki üç deprem dolayısıyla Kozanlı ve Adanalılara “geçmiş olsun” dileklerini ileterek, “Rabbim ülkemizi her türlü afetten korusun, diyorum. Vatandaşlarımın şunu bilmesini isterim muhalefetin, Çukurova Uluslararası Havalimanı ile ilgili gündeme taşıdığı iddiaların çoğu hilafıhakikattir” dedi.
Muhalefetin bunu ilk defa yapmadığını, benzer iddia ve ithamlarla daha önce de defalarca karşılaştıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şehirlerimize kazandırdığımız her bir esere ‘Ne gerek var’ diyerek, ‘İsraf’ diyerek, ‘Parayı betona gömüyorlar’ diyerek karşı çıktılar. Avrupa’nın en iyi havalimanı seçilen İstanbul Havalimanı’ndan asrın projesi Marmaray’a kadar yapılan her hayırlı işe mutlaka kulp taktılar” diye konuştu.
“MUHALEFET ÇUKUROVA HAVALİMANI’NA DAİR ÖNGÖRÜLERİNDE DE YANILACAK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıl açılan Adana 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nden bugüne kadar 18 milyon aracın geçtiği, ağustosun ilk haftasında İstanbul Havalimanı’nın günlük ortalama 1502 uçuşla Avrupa’nın en yoğun havalimanı olduğu bilgisini paylaşarak, şunları kaydetti: “Bu başarı örneklerini çoğaltmak mümkündür. Yani bunların gereksiz dediği yatırımların tamamı, misyonunu fazlasıyla yerine getirdi, ekonomiye katkı yaptı. Emin olun yine aynısı burada da yaşanacak. Muhalefet Çukurova Havalimanı’na dair öngörülerinde de yanılacak.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çukurova Uluslararası Havalimanı’nın depremle mücadele, ticaret, turizm ve diğer alanlarda Adana ve Mersin’e çok ciddi artılarının olacağını belirtti.
Yoğun nüfuslu yerleşim yerlerinin tam ortasında kalan ve şehrin ihtiyaçlarını artık karşılayamayan Şakirpaşa Havalimanı’nın da kapatılmayacağını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Bu yalanı devam ettirmek ahlaksızlıktır. Maalesef bu ahlaksızlarla biz yarış edemeyiz. Biz sadece dürüstlüğün örneğini vermek suretiyle milletimize hizmette yolumuza devam edeceğiz. Şakirpaşa farklı görevler üstlenmek suretiyle Türk havacılığına hizmet etmeyi sürdürecek. Ticari uçuşlar haricindeki eğitim uçuşları, orman söndürme amaçlı hava araçları ve İHA, SİHA gibi havacılık faaliyetleri Şakirpaşa’dan gerçekleştirilecek. Ticari uçuşlar için Çukurova’yı, eğitim, afetle mücadele ve güvenlikle ilgili çalışmalarda ise Şakirpaşa’yı kullanacağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çukurova Uluslararası Havalimanı’nın açılışıyla hava yolunu halkın yolu hâline getirme hedeflerine bir adım daha yaklaştıklarını ifade etti.
“UÇULAN ÜLKE SAYISI 50 İKEN BUGÜN 131 ÜLKEYE UÇUŞ GERÇEKLEŞTİRİLİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 22 yılda özellikle hava ulaşımına çok büyük yatırımlar yaptıklarını, aktif havalimanı sayısını 26’dan 58’e çıkardıklarını aktararak, 2053 yılında bu sayıyı 61’e yükseltmeyi hedeflediklerini bildirdi.
Terminallerin yolcu kapasitesini 60 milyondan 338 milyona yükselttiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Günde 303 ton olan hava yolu kargo kapasitemiz 2 bin 615 ton seviyelerini buldu. Yurt dışında sadece 60 noktaya uçuş yapılırken bunu 283 ilaveyle 343’e taşıdık. Uçulan ülke sayısı 50 iken bugün 131 ülkeye uçuş gerçekleştiriliyor. Göreve geldiğimizde 489 olan toplam hava aracı sayımızı yüzde 270 artışla 1838’e ulaştırdık. Bunlar sadece hava yolu taşımacılığında yaptıklarımız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kara yollarında da bölünmüş yol uzunluğunu 6 bin 100 kilometreden, 23 bin 300 kilometre ilaveyle 29 bin 400 kilometreye çıkardıklarını, otoyollarda da 1714 kilometre olan ağa 2 bin 12 kilometre daha ekleyerek 3 bin 726 kilometrenin üzerine taşıdıklarını anlattı.
Türkiye’yi yüksek hızlı tren konforuyla tanıştırdıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002’de yüksek hızlı tren hattı yokken şu an 2 bin 32 kilometre uzunluğunda hatta sahip olduklarını söyledi.
“AKDENİZ SAHİL YOLU’YLA ANTALYA İLE MERSİN’İ BİRLEŞTİRİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin tamamına hizmet ederken Adana ve Mersin’i ihmal etmediklerini vurguladı. Her iki ile de ulaşım ve iletişim altyapısına güncel rakamla toplam 200 milyar liranın üzerinde yatırım yaptıklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Mevcut 483 kilometrelik güzergahı 43 kilometre kısaltan 440 kilometre uzunluğundaki Akdeniz Sahil Yolu’yla Antalya ile Mersin’i birleştiriyoruz. Proje kapsamında toplam 51,2 kilometre uzunluğunda 33 adet tünel, bunun yanında 77 adet köprü inşa ediyoruz. Proje tamamlandığında 9 saat 30 dakika süren seyahat süresini inşallah 4 buçuk saate indireceğiz. Adana Konteyner Limanıyla Çukurova bölgemizi Orta Doğu ve Orta Asya ülkelerine deniz üzerinden bağlayacağız.”
Yenice türküsünün “Yenice yolları bükülür gider. Zülüf ak gerdana dökülür gider. Yiğidin sevdiği güzel olunca ömrü arkasından sökülür gider” sözlerini paylaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabb’im ömür verdikçe işte bugün olduğu gibi Adana’nın, Mersin’in ve Çukurova’nın güzel insanları için çalışmaya, ter dökmeye, yeni eserler ve hizmetlerle şehirlerimize hizmet etmeye devam edeceğiz. Dünyayı kalbura koyup elesek Çukurovalı kardeşlerim gibi yar bulunmaz. Adana’yla, Mersin’le, Çukurova ile bizim aramızı kimse bozamaz” dedi.
ÇUKUROVA ULUSLARARASI HAVALİMANI’NA İLK UÇUŞU CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN UÇAĞI YAPTI
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı taşıyan özel uçak “TC-CAN”, yapımı tamamlanan Çukurova Uluslararası Havalimanı’na ilk inişi yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı taşıyan uçak, İstanbul’dan havalanmasının ardından saat 15.32’de Çukurova Uluslararası Havalimanı’na indi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, uçağın inişi sırasında kokpitte yer aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı taşıyan uçağın, havalimanına ilk inen uçak olması dolayısıyla havacılıkta gelenek olan su püskürme seremonisi yapıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı uçaktan inişinde apronda, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu ve diğer yetkililer karşıladı. Törenin yapıldığı alana Bakan Uraloğlu’nun kullandığı akülü araçla geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, havalimanında incelemelerde bulundu.
Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan törende, havalimanın tanıtımının yer adlığı video gösterimi yapıldı.
Konuşmaların ardından, havalimanı açılışı dolayısıyla Mersin Müftüsü Aydın Yığman dua etti. Havalimanın açılış kurdelesi Cumhurbaşkanı Erdoğan ve protokoldekiler tarafından kesildi.
Günün anısına Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a havalimanının ilk biniş kartını takdim etti.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’yi küresel bir çekim merkezi haline getirmeyi sürdürülebilir kalkınmanın temeli olarak addettiklerini söyleyerek, “Dünyanın her yerinden parlak zihinlerin, yenilikçi fikirlerini bu topraklarda geliştirerek önemli ve kritik girişimlere dönüştürmesine imkân sağlayacak Türkiye Tech Visa Programı’nı ilan ettik. Programın ilk 5 ayında Dünyanın dört bir yanından 214 teknoloji girişimi Türkiye’ye taşınmak için başvuru yaptı.” dedi.
TÜBİTAK’ta Türkiye için kritik pek çok projeyi hayata geçirdiklerini belirten Bakan Kacır “Ülkemizin kritik projelerinde görev almak üzere TÜBİTAK çatısı altında 737 yeni çalışma arkadaşımıza yönelik ilana çıkmış durumdayız. TEKNOFEST kuşağını, Türk Gençliğini TÜBİTAK’ta bizlerle birlikte alın teri, akıl teri dökmeye bu vesileyle davet ediyorum.” diye konuştu.
Bakan Kacır, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi tarafından düzenlenen ve bu yıl “Yeteneğe Dayalı Kalkınma” temasıyla gerçekleşen 3. İstanbul İnsan Kaynakları Forumu’na katıldı. Kacır, burada yaptığı konuşmada tarih boyunca ekonomik ve toplumsal kalkınmanın temelleri, her dönemin hâkim dinamiklerine göre şekillendiğini söyledi. Tarım çağında, bir milletin zenginliğini belirleyen en önemli unsurun; sahip olduğu verimli topraklar ve su kaynaklarına erişim olduğunu belirten Kacır, Sanayi Devrimi ile birlikte bu paradigmanın kökten değiştiğini söyledi. Bilgi çağıyla birlikte fiziksel varlıklardan ziyade bilgi, teknoloji ve inovasyonun ekonomik gücün merkezine yerleştiğini kaydeden Kacır konuşmasında şunları söyledi:
YENİ ÇAĞIN GERÇEĞİ: Bir zamanlar tarımsal üretime, sanayi gücüne ve yeraltı zenginliklerine dayalı olan büyüme modelleri, yerini bilgi ekonomisine, inovasyona ve yetenek gelişimine bıraktı. Yeni çağın gerçeği şudur: Yetenek, en kıymetli sermaye; inovasyon ise sürdürülebilir büyümenin lokomotifidir.
İTİCİ GÜÇ: Türkiye olarak nüfusumuzun ortanca yaşı bugün 34 düzeyinde. Yani pek çok gelişmiş ülkeye kıyasla 10-15 yaş daha genç ve dinamik bir nüfusa sahibiz. Biz, bu demografik avantajı yalnızca bir istatistik olarak değil, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarma hedefimizin en güçlü itici gücü olarak addediyoruz.
ADIMLARIN ODAĞI: Milli Teknoloji Hamlemiz doğrultusunda, daha güçlü ve müreffeh bir Türkiye için attığımız adımların odağına her daim insan kaynağımızı koyuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, son 22 yılda üniversitelerden teknoparklara, Ar-Ge merkezlerinden girişimcilik destek programlarına kadar geniş bir yelpazede insan kaynağımızın niteliğini artırmaya yönelik pek çok adım attık.
BÜYÜK ATILIMLAR: Nitelikli insan kaynağımızı destekleyerek; kendi eğitim uçaklarını, helikopterlerini, deniz platformlarını, kara araçlarını, uydularını geliştirebilen, üretebilen, büyük atılımlara imzasını atan bir ülke konumuna yükseldik. Girişimcilerimizin, mühendislerimizin ve genç zihinlerin hak ettiği değeri bulması ile bugün insansız hava aracı üretiminde dünya birincisiyiz. Yerli ve millî otomobilimiz Togg; elektrikli, bağlantılı ve akıllı araç olarak yollarda.
TEKNOLOJİK DÖNÜŞÜMÜN ÖNCÜSÜ: Artık imkânsız zannedileni Türkiye’nin girişimcileri başarıyor, Türkiye’nin mühendisleri hayalleri gerçeğe dönüştürüyor. Elde ettiğimiz bu tarihi kazanımları devam ettirmek ve gençlerimizin potansiyelini ortaya çıkarmak için hep birlikte gayretlerimizi sürdürüyoruz. Biliyoruz ki; günümüz dünyasında teknolojik dönüşümün öncüsü ve lideri esasen gençlerdir.
TEKNOFEST KUŞAĞI: Her TEKNOFEST’te Gençlerimizin Nuri Demirağların, Vecihi Hürkuşların, Şakir Zümrelerin, Nuri Killigillerin akamete uğramış serüvenlerini tamamlama kararlılığına tekrar tekrar şahit oluyoruz. Ne mutlu ki Millî Teknoloji Hamlesi’ni omuzlayan, bu ülkeyi daha ileriye taşıma derdinde olan azimli, birikimli, çalışkan TEKNOFEST kuşağı var.
DENEYAP ATÖLYELERİ: 81 şehrimizde kurduğumuz Deneyap Teknoloji Atölyelerimizde 35 binden fazla gençlerimizi bilim ve teknoloji dünyasıyla 11 yaşından itibaren buluşturuyoruz. “Sektör Kampüste” programımız ile üniversite öğrencilerine, sektör profesyonelleri tarafından güncel ve sahadan içeriklerle hazırlanarak zenginleştirilmiş dersler alma imkanı sağlıyoruz. Milli Teknoloji Uzmanlık Programlarımızla da teknoloji geliştirme ve katma değerli üretim altyapımızın ihtiyaç duyduğu alanlarda gençlerimizi geleceğin yetkinlikleriyle buluşturuyoruz.
MİLLİ TEKNOLOJİ STAJ PROGRAMI: Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi ile yakın iş birliği içinde yürüttüğümüz Milli Teknoloji Staj Programımızla da gençlerimize sanayi ve teknoloji ekosistemimizin öncü firmalarında staj yapma imkanı tanıyoruz. Ar-Ge teşviklerimizden teknopark uygulamalarımıza, TÜBİTAK desteklerinden KOSGEB programlarına ve girişim sermayesi fonlarına pek çok uygulama ve düzenleme ile gençlerimizin girişimci ruhunu besleyerek, girişimciliği kariyer yolculuğunda bir alternatif haline getiriyoruz.
GELECEĞİN DÜNYASI: Gençlerimizin doğru yetkinliklerle buluşması kadar önem verdiğimiz bir diğer başlık ise kuşkusuz mevcut iş gücümüzü geleceğin dünyasına güçlü şekilde hazırlamak. Özellikle başta yapay zekâ olmak üzere yıkıcı teknolojilerin çok boyutlu etkileri; yetkinlik dönüşümünün bizler için tercihten öte zorunluluk olduğunu gösteriyor.
YENİ İSTİHDAM ALANLARI: Araştırmalar ülkemizde halihazırda 7 milyon kişinin yürüttüğü işlerin 2030 yılına kadar yeni nesil teknolojilerin etkisiyle ya tamamen ortadan kalkabileceği ya da farklı niteliklere sahip rollere dönüşeceğini gösteriyor. Ancak gelişen teknolojilere doğru bir bakış açısıyla yaklaşırsak, bünyesinde 9 milyon kişiyi barındıracak yeni iş modelleri oluşturma imkanına sahibiz. Özellikle teknolojiyle ilgili alanlarda ortaya çıkacak fırsatları da doğru değerlendirdiğimiz takdirde mevcuttan en az 2 milyon ilave istihdam oluşturmamız mümkün.
BÜTÜNCÜL KALKINMA: Sanayimizin dijital dönüşümüne rehberlik eden model fabrikalarımızın sayısını 10’a ulaştırdık. Kocaeli, Denizli, Malatya, Tekirdağ, Sakarya ve Trabzon’da açılışını gerçekleştireceğimiz yeni merkezlerle bu sayıyı 16’e çıkaracağız. Ülke sathına yayılan, bütüncül bir kalkınmayı tüm sektörlerde topyekûn şekilde hayata geçirmeyi sürdüreceğiz.
TECH VİSA PROGRAMI: Tarihimizden aldığımız ilhamla, Türkiye’yi küresel bir çekim merkezi haline getirmeyi sürdürülebilir kalkınmanın temeli addediyoruz. Dünyanın her yerinden parlak zihinlerin, yenilikçi fikirlerini bu topraklarda geliştirerek önemli ve kritik girişimlere dönüştürmesine imkân sağlayacak Türkiye Tech Visa Programı’nı ilan ettik. Programın ilk 5 ayında Dünyanın dört bir yanından 214 teknoloji girişimi Türkiye’ye taşınmak için başvuru yaptı.
LİDER ARAŞTIRMACILAR PROGRAMI: Uluslararası Lider Araştırmacılar Programımız ile; alanlarında dünyanın en iyi merkezlerinde deneyim kazanmış yetkin araştırmacıların ülkemize gelmelerini teşvik ediyor, bilimsel ve teknolojik çalışmaların bu topraklardan yükselmesini sağlıyoruz. Bugüne kadar program kapsamında, 57’si diğer ülke olmak üzere toplam 253 araştırmacıya, çalışmalarını ülkemizde sürdürmeleri için destek sağladık. Bizler, potansiyelini harekete geçirmeyi bekleyen tüm girişimcilerimize fırsat ve imkan kapılarını sonuna kadar açmaya devam edeceğiz.
GENÇLERE TÜBİTAK DAVETİ: TÜBİTAK’ta Türkiye için kritik pek çok projeyi hayata geçiriyoruz. Bugün itibariyle uzay teknolojilerinden savunma sanayine, yapay zekadan raylı sistem teknolojilerine, ülkemizin kritik projelerinde görev almak üzere TÜBİTAK çatısı altında 737 yeni çalışma arkadaşımıza yönelik ilana çıkmış durumdayız. TEKNOFEST kuşağını, Türk Gençliğini TÜBİTAK’ta bizlerle birlikte alın teri, akıl teri dökmeye bu vesileyle davet ediyorum.
Ankara Kent Konseyi Konferans Salonu’ndaki resepsiyona, Büyükelçiler, Elçilik görevlileri ve seçkin bir davetli topluluğu katıldı.
Ankara Kent Konseyi Yönetim Kurulu üyeleri de resepsiyonda yer aldı.
Resepsiyonda İki kardeş şehir olan Ankara ve Karakas’ı tanıtan kısa film gösterildi.
Film gösteriminden sonra Venezuela Müsteşarı Antonio Morillo PERDOMO bir konuşma yaptı.
Antonio Morillo PERDOMO konuşmasında şunları söyledi: “Öncelikle, Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti halkı ve hükümeti adına en içten selamlarımızı sunarız.
Burada, kültürlerimizin zenginliğini kutlamak ve halklarımızı onlarca yıldır birleştiren kardeşlik bağlarını daha da güçlendirmek için bir araya geldik.
Bu etkinlik, Venezuela ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin kurulmasının 75’inci yıl dönümünü anmak amacıyla düzenlenen etkinlikler serisinin bir parçasıdır. Bu önemli tarih, her iki ülkenin iş birliğine, karşılıklı saygıya ve samimi dostluk temelinde ortak bir gelecek inşa etme kararlılığına işaret etmektedir.
Ülkelerimiz arasındaki ilişkiler, yıllar içinde siyasi diyalog, artan ekonomik iş birliği ve halklarımızı birbirine daha da yakınlaştıran derin bir kültürel etkileşimle gelişmiştir.
Bu 75 yıl boyunca Venezuela ve Türkiye, coğrafi mesafelerin ortak değerler ve dayanışma ruhu söz konusu olduğunda bir engel olmadığını göstermiştir. En zorlu zamanlarda, ülkelerimiz birbirlerine destek olmayı bilmiş, diplomatik ilişkilerin ötesine geçen ve gerçek kardeşlik temelinde şekillenen bir bağı yansıtmıştır.
Bu bağ, devlet başkanlarımız Nicolás Maduro ve Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğiyle daha da güçlenmiştir. Kendileri, güven, saygı ve karşılıklı fayda temelinde kapsamlı bir iş birliği gündemini teşvik etmişlerdir. Venezuela ve Türkiye arasındaki ilişki, farklı tarihlere ve geleneklere sahip iki ülkenin ortak noktalar bularak birlikte gelişen bir geleceğe doğru ilerleyebileceğinin açık bir örneğidir.
Bugün, halklarımızı birbirine yakınlaştıran bir aracı olarak kültürel değişimin önemini vurguluyoruz. Müzik, gastronomi ve tarih aracılığıyla sadece her ülkenin kendine özgü yönlerini değil, aynı zamanda bizi birleştiren unsurları da keşfedebiliriz.
Kültür, engelleri yıkma ve insanlar arasında derin bir anlayış oluşturma gücüne sahiptir. Bir Venezuelalı geleneksel Türk müziğini dinlediğinde veya bir Türkiye vatandaşı geleneksel bir Venezuela yemeğini tattığında, karşılıklı merak ve birbirini daha yakından tanıma arzusu doğar. Bu nedenle, bugün gerçekleştirdiğimiz etkinlikler büyük bir değere sahiptir.
Geleneklerimizi paylaşmamıza, birbirimizden öğrenmemize ve ülkelerimiz arasındaki kardeşlik bağlarını pekiştirmemize olanak tanımaktadır.
Venezuela ve Türkiye arasındaki yakınlığın en somut örneklerinden biri de başkentlerimiz Ankara ve Karakas’ın kardeş şehir ilan edilmesidir. Bu ilişki, halklarımız arasındaki iş birliği ruhunu ve bağlarımızı daha da güçlendirme arzusunu simgelemektedir.
Son olarak, bu etkinliğin düzenlenmesine verdiği destek ve halklarımız arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesine yönelik kıymetli katkılarından dolayı Ankara Kent Konseyi’ne en içten teşekkürlerimi sunmak isterim. Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti Büyükelçiliği olarak, ülkelerimiz arasındaki ilişkileri kültür aracılığıyla daha da yakınlaştırma konusundaki kararlılığımızı bir kez daha vurguluyoruz. Bu etkinliğin, Venezuela ve Türkiye arasındaki kalıcı dostluğun bir kanıtı olmasını temenni ediyoruz. Bugün burada bizlerle olduğunuz için hepinize teşekkür ederiz.
Öte yandan, TÜRKİYE ve VENEZUELA arasındaki 75’inci yıldönümü resepsiyonunda davetlilere Latin Müziği eşliğinde Venezuela ve Türk mutfağından yiyecekler de ikram edildi.
Bu arada, Türkiye-Venezuela ilişkilerinin 75’inci yıldönümü anısına bir DOSTLUK AĞACI dikildi.
Resepsiyon, Ankara Kent Konseyi Diplomasi Meclisi ve Venezuela Büyükelçiliği’nce düzenlendi.
Bulgaristan Haber Ajansı, Balkan Göçmenleri İktisadi Araştırma ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı ile kısa adı BİSAV olan Balkan Sanat Akademisi’nin birlikte düzenledikleri Goblen sergisi açıldı.
Ankara Bulgaristan Haber Ajansı’ndaki sergi açılışına, Bulgaristan Haber Ajansı Müdüresi Nora Ckolakova, BİSAV Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Özkale ile seçkin bir davetli topluluğu katıldı.
Küratörlüğünü Bilge Özcan’ın yaptığı sergide, Goblen sanatçısı Şengüzel Aydın’ın 23 eseri yer aldı.
Sergi açılışından önce açılışkonuşmaları yapıldı.
BİSAV Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel ÖZKALE, konuşmasında şunları söyledi: “Sanatın gücü ayrı bir önem arz ediyor. Karşılıklı kültür bağlarında en güçlü, en güzel bağı oluşturacak köprülerden biri oluyor.
Öncelikle sergimize geldiğiniz için siz değerli misafirlerimize hoşgeldiniz diyorum. Burası, Bulgaristan Telegraf Ajansı; Anadolu Ajansı’nın muadili bir yapı. Nora hanım geldiği günden beri birlikte çalışıyoruz. Kendiisiyle çok güzel etkinlikler yapıldı, karşılıklı güzel köprüler, güzel diyaloglar ve güzel ilişkiler kuruldu. Bu arada, biz de kendimizi, geldiğimiz topraklara Bulgaristan‘a geldiğimiz memlekete Balkanlar‘a ait olduğumuzu biraz daha hissetmeye çalışıyoruz. Böyle mekanlarda, ortamlarda bizlere evsahipliği yaptığı için kendisine teşekkür ederiz.
Bizleri, sizleri burada bu sergiyle bir araya toplarken bunu şöyle anlatmak isterim. Bu bir ekip çalışması oldu. Gerek Bulgaristan’da gerekse buradan arkadaşlarımız, kendilerine ait evlerindeki Goblenleri toplayıp getirdiler. Eserlerin her biri aslında milyon değerinde eserler; biraz sonra arkadaşlarımız kısaca bilgi verecekler. Goblen nedir?, nasıl yapılır?, nasılsı?, sanatsal değeri, önemi ve yapılanması. Bu sergide, özellikle Münevver Hanım burada, onun katkısı çok büyük, çok teşekkür ederiz kendilerine. Bulgaristan elçiliğiinden Margarıta hanım burada. Margarıta merhaba ondan da kendisinden de destek aldık. Azize hanım, şu anda burada yok. Tabii ki Şengüzel hanım, Şengüzel hanım, kendisi sağ olsun bize çok yardımcı oldu, destek oldu. Kısaca bir ekip çalışmasıyla bir doğaçlama ile uluslararası aidiyeti olan bir yapıyla bir sergi hazırladık. Sizin beğeninize sunmak istedik.
İnşallah beğenirsiniz ve bundan sonraki zaman dilimlerinde de diğer etkinliklerimizde bir araya geliriz.
Teşekkür ederiz.
GOBLEN Sanatçısı Şengüzel AYDIN da şöyle konuştu: “Biraz daha açalım gösterelim. Bu sanat, çok bilinen bir sanat değil, bu sanat iğneyle resim yapma sanatı diyorum. İğneyle kuyu kazma, sabır ve çalışkanlık gerektiren bir sanat.
İnsan bir defa GOBLEN yapmaya başladığında tabi bırakamıyor.
Tarihçesine gitmeme gerek yok, sadece ismin nereden geldiğini söylemek istiyorum. Çok eskiden Tezgahlarda dokunan, bir teknikle dokunan bir sanatmış. Fransa’da 17’inci yüzyılda, dönemin Fransa maliye Bakanı, Bob Len ailesine bu küçük atölyeleri birleştirin deyip bir fikir öne sürüyor. Bütün atölyelerin birleşmesiyle ailenin adını taşıyan goblenler ortaya çıkmaya başlıyor. O dönem goblenler tabii dokunarak yapılıyormuş ve daha çok varlıklı ailelerin şatolarında veya kiliselerin yaptıkları siparişler üzerine dokunuyormuş. Daha sonra üretim devam ederken ünlü Fransız ressamlar da Goblenlerle ilgili şemaları hazırlamaya başlamışlar. Benim yaptığım Goblenler şema üzerinden gidiyor, bir şema var orada değişik şekiller var ve o şekilleri bire dört veya birebir etamin üzerine aktarılan bir sanat. Tabii zaman alıyor. Çok zevkli, nereden zevkli olduğunu biliyorum. Babam 60 yaşından sonra Goblen yapmaya başladı ve burada bu Goblenlerin yarısı benim. Koleksiyonum ve bu koleksiyonun bir çoğu da babam tarafından yapıldı. Goblen yapmayı çok seviyordu ve yapıyordu. Onun için çok zevkliydi, boş zamanlarını Goblen yaparak geçiriyordu.
Şu anda çocuklara biz bunu kodlama olarak söylüyoruz. okullarda kotalar yapıyoruz farklı şekilde. Tabii mesleğim gereği, ben emekli bir sınıf öğretmeniyim. Oraya da dokunuyorum. Yani bir çeşit kodlama, şemada gördüğünüzü bire dört olarak veya birebir olarak etamin üzerine aktarıp daha sonra çerçeveli güzelliği aktarıyoruz. Ben şimdi oradaki problemler; üç boyutları ben hiç yapmadım.
Konuşmalardan sonra GOBLEN sergisinin açılışı gerçekleştirildi.
Küratörlüğünü Bilge Özcan’ın yaptığı sergide Goblen sanatçısı Şengüzel Aydın’ın 23 eseri yer aldı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.