Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı İbrahim Ömer Gönül, KAGİDER ile yapılan finansal okuryazarlığın yaygınlaştırılmasına yönelik işbirliği protokolü imza törenine katıldı.
İmza töreni, Ankara’daki Sermaye Piyasası Kurulu’nun Merkez Binası’nda düzenlendi.
İmza töreninde, Türkiye Büyük Millet Meclisi Dilekçe Komisyonu Başkanı ve AK Parti Adana Milletvekili Sunay Karamık da hazır bulundu.
Törende protokole imzaları Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı İbrahim Ömer Gönül ile Kadın Girişimciler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Esra Bezircioğlu attı.
Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı İbrahim Ömer Gönül Finansal okuryazarlık bilgi seviyesi yükseldiği takdirde toplumsal gelişmede en büyük katkıyı sağlayacak grubun kadınlar olacağını söyledi.
KAGİDER Yönetim Kurulu Başkanı Bezircioğlu imzalanan protokolün Türkiye’deki kadınların ve kadın girişimcilerin finansal okuryazarlığını artırma hedefi yolunda önemli bir kilometre taşı olduğunun altını çizdi.
Sermaye Piyasası Kurulu ile kısa adı KAGİDER olan Türkiye Kadın Girişimciler Derneği arasında Finansal Okuryazarlığın Yaygınlaştırılmasına Yönelik İşbirliği Protokolü Ankara’da imzalandı.
SPK Başkanı İbrahim Ömer GÖNÜL Merkez binadaki imza töreninde bir konuşma yaptı.
GÖNÜL, konuşmasında şunları söyledi:“ Kurulumuzca, finansal okuryazarlık seviyesinin artırılmasına yönelik yeni bir projeyi daha hayata geçirmenin mutluluğunu yaşıyoruz.
Bugün burada Türkiye Kadın Girişimciler Derneği ve Kurulumuz arasında finansal okuryazarlığın yaygınlaştırılmasına yönelik iş birliği protokolünü imzalamak için bir araya geldik.
Finansal okuryazarlık konusu sermaye piyasalarının hızlı bir gelişim gösterdiği ve yatırımcı sayısının oldukça arttığı günümüzde çok daha önemli bir hale gelmiştir.
Bugün, sermaye piyasalarındaki toplam yatırımcı sayısının 11 milyona yaklaştığı görülmektedir. Bunun yaklaşık yüzde 34’ü (3,7 milyon) kadın yatırımcılardır.
Borsadaki yatırımcı sayısı ise 7,1 milyon olup; bunların yüzde 35’i (2,5 milyon) kadın yatırımcılardan oluşmaktadır.
Finansal okuryazarlık seviyesinin artırılması genç, yaşlı, kadın, erkek toplumumuzun her kesimi için büyük önem arz etmektedir.
Ancak, bu kesimlerden, finansal okuryazarlık bilgi seviyesi artırıldığında toplumsal ilerlemeye en büyük katkıyı sağlayacak olan grup kadınlarımızdır.
Zira kadınlarımız, üretim, eğitim, hizmet, sağlık gibi pek çok sektörde ülke ekonomisine katkı sağlamaktadır. Bunun yanı sıra, kadınlarımız; gelecek nesillerin yetiştirilmesinden aile bütçesinin yönetimine kadar pek çok önemli role sahiptirler.
Bir toplumun çekirdeğinde böylesine önemli bir yere sahip olan kadınlar bu yüzden finansal okuryazarlık seferberliğinde önceliğimizi oluşturmaktadır.
Bu bağlamda, finansal okuryazarlığın yaygınlaştırılması amacıyla yaptığımız ilk protokol Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile imzalanmıştır. Buradaki hedef kitle ev hanımları ve dolayısıyla aileler olmuştur. Bugün ise hedef kitle girişimci kadınlarımızdır.
Kadın girişimciliğini geliştirmek ve ekonomik ve sosyal yaşamda kadının konumunu güçlendirmek için finansal bilgi ve farkındalığın artırılması gereklidir.
İmzalayacağımız bu Protokol ile kendi işini kuran veya kurmak isteyen girişimci kadınlarımızın finansal okuryazarlık seviyesini yükseltmeyi amaçlamaktayız.
Bu projenin her adımını titizlikle planlayıp uygulamaya koyacağız. Temel hedefimiz, girişimci kadınlarımıza eğitim ve gelişim fırsatları sağlayarak, onların yaşam kalitelerini artırmak ve toplumda pozitif değişimlere öncülük edebilmektir.
Yaptığımız bu çalışma ile ülkemiz finansal okuryazarlık düzeyinin daha da gelişeceğini düşünüyorum ve protokolün ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum.
KAGİDER Yönetim Kurulu Başkanı Esra Bezircioğlu da şöyle konuştu: “Bugün Türkiye Kadın Girişimciler Derneği KAGİDER ve Sermaye Piyasaları Kurulu arasında çok önemli bir işbirliği protokolünü imzalamak için buradayız.. Protokol ile ülkemizde kadınların, kadın girişimcilerin finansal okuryazarlığını arttırma hedefiyle önemli bir yola çıkıyoruz ve bundan büyük bir gurur ve heyecan duyuyoruz.
KAGİDER olarak ana misyonumuz kadın girişimciliğini desteklemek vizyonumuz kadınların sosyal ve ekonomik olarak güçlenerek karar alma mekanizmalarında yer almalarını sağlamak.
Bugün ülkemizde çalışma yaşındaki kadın nüfusunun sadece yüzde 35 virgül 8’İ işgücünde; kadın girişimci oranı bugün yüzde 12’lere yaklaştı, eğer sadece işveren kadınları değil kendi hesabına çalışan kadınları da hesaplamaya dahil edersek bu oran yüzde 17 buçuklara geliyor. Türkiye’de 2 kadından 1’inin banka hesabı yok. Finansal kapsayıcılığın, finansa erişimin kadın girişimcilerin önünde aşmaları gereken ana sorunlardan birisi olduğu hepimiz için aşikar.
Finansal katılım, finansal kapsayıcılık bir ideal ancak finansal okuryazarlığın finansal katılıma ulaşmanın ilk adımı olduğunu da unutmamalıyız. Finansal Okuryazarlık, finansal katılımı, finansal gelişmeyi ve nihayetinde finansal istikrarı teşvik etmek için önemli bir faktör.
Finansal okuryazarlığı yüksek olan bireyler, gelir ve giderlerini dengeler, tasarruf yapar ve yatırımlarını akıllıca yönetirler. Bu sayede hem kişisel hem de toplumsal ekonomik istikrar artar.
OECD’ye göre dünya çapında yaklaşık 1 Birgül 4 milyar yetişkin “bankasız” kalırken, bu kişilerin “kadın, daha yoksul, daha az eğitimli ve kırsal kesimde yaşayan” olma olasılığı daha yüksek zira dünyanın birçok ülkesinde kadınlar finansal açıdan daha az okuryazar ve bu nedenle “bankasız” olma olasılıkları daha yüksek; bu da onların cari hesaplar, tasarruflar, kredi veya yatırımlar gibi finansal ürünlere erişimleri olmadığı anlamına da geliyor.
Finansal okuryazarlık konusunda cinsiyet farkının kapatılması kadınların eşitliği, ekonomik güçlenme ve kapsayıcı ekonomik büyüme için şarttır.
Araştırmalar da kadın girişimcilerin genel finansal okuryazarlık düzeyinin, girişimlerinin başarısını ve büyümesini etkilediğini ortaya koyuyor. Dünya ekonomik Forumunun yaptığı bir araştırmaya göre kadın işletme sahiplerinin yüzde 90’ı finansal şartlara ilişkin bilgilerinin ve becerilerinin, işletmelerinin ne kadar büyüyebileceği konusunda önemli bir rol oynadığına inanıyor.
Mali açıdan yeterli bilgiye sahip kadın işletme sahipleri, iş kararlarını daha bilinçli alabilirler. Bu, nakit akışını yönetmeyi, finansmanı güvence altına almayı ve iş başarısı için kritik öneme sahip şirketlerin mali sağlığını anlamayı içerir.
Finansın karmaşık dünyasında yön bulma konusunda kadınlara güven aşılar. Bilgili kararlar almalarına, etkili bir şekilde pazarlık yapmalarına ve mali çıkarlarını savunmalarına olanak tanır.
Finansal okuryazar kadınlar, finansal riskleri etkili bir şekilde değerlendirip yönetebilir, böylece işletmelerinin ve yatırımlarının sürdürülebilirliğini sağlayabilirler.
Aynı zamanda finansal okuryazarlık, kadınların çocuklarının eğitimini sağlama, ev satın alma ve nesiller boyu zenginlik oluşturma potansiyellerini anlamalarına da yardımcı olabilir. Kadınların mali kısıtlamalardan kurtulmasına ve ekonomik güçlenmeye doğru rotalarını çizmelerine yardımcı olabilecek bir araçtır.
22 senedir, KAGİDER’in öncülüğünde ülkemizde kadınların iş dünyasındaki etkisi ve girişimcilik ekosistemindeki dönüştüğünü, Türkiye’nin dört bir yanında büyüdüğünü, güçlendiğini ve görünür hale geldiğini söylemek mümkün.
Sermaye Piyasadı Kurulu ile gerçekleştireceğimiz işbirliği ile de Türkiye çapında kadınların finansal okuryazarlığını arttırmak için seferberliğe geçeceğiz, yaratacağımız finansal farkındalık ile kadınların ekonomik hayatta daha sağlam ve bilinçli adımlar atacağına inanıyoruz. Bu vesile ile bu değerli işbirliğine öncülüğü için KAGİDER’in değerli kurucu üyelerinden sayın Sunay Karamık’a da özellikle teşekkürlerimizi sunmak isterim.
“Kadın, Toplum, Dünya ve Gelecek” vizyonumuzla, her adımızla, her projemizle kadın girişimciliğinin önünü açmaya ve sürdürülebilir bir gelecek için yol göstermeye devam edeceğiz.
Konuşmaların akabinde GÖNÜL ve BEZİRCİOĞLU Protokolü imzaladılar.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’i Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde törenle karşıladı.
Türkiye ve Ukrayna bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren ve heyetlerini takdim eden Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, daha sonra baş başa ve heyetler arası görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, İstanbul Finans Merkezi’ndeki Halkbank Genel Müdürlüğünde düzenlenen, “Halkbank Üreten Kadınlar Yarışması Ödül Töreni”ne katıldı.
Emine Erdoğan, törende yaptığı konuşmasında, parlak fikirleri ve kadın aklının incelikleriyle salonu dolduran kadınlarla birlikte olmaktan onur duyduğunu belirtti.
Yarışmanın kadın girişimciliğini desteklemede bir marka hâline geldiğini kaydeden Emine Erdoğan, “Halkbank, başarı yolunu kadınlarla yan yana yürüyor. Eğitimden finansmana, onlara her alanda omuz veriyor. Ortaya koydukları vizyonun, ödüllerle taçlanarak, uluslararası bir takdir kazanmasından da ayrıca iftihar ediyoruz” ifadesini kullandı.
“TÜRKİYE, KADINLARIN HER DÖNEMDE, SOSYAL VE KAMUSAL ALANDA VARLIK GÖSTERDİĞİ ÇOK ÖZEL BİR TARİHE SAHİPTİR”
Emine Erdoğan, dünyanın kabuk değiştirdiği dönemlerinin bulunduğunu, içinde yaşanılan çağın da böyle bir değişim ve dönüşüm çağı olduğunu anımsatarak, “Yeni bir gelecek yazılıyor ve ülkeler, insanlığın ortak geleceğini tasarlamak için yarışıyorlar. Bu yarışta, kadınların, ekonomik kalkınmada önemli aktörler olduğu ülkeler, ipi göğüslüyorlar. Türkiye, kadınların her dönemde, sosyal ve kamusal alanda varlık gösterdiği çok özel bir tarihe sahiptir. Türk kadınının girişimci ruhunun kökleri, 13. yüzyıla kadar uzanır. Anadolu’da kadınlar, teşkilatlanmış, sosyal ve ekonomik hayata katılmış, ‘dünya kadın tarihinin’ parlayan yıldızları olmuşlardır” diye konuştu.
Kadınların hak arayışlarında, vatan savunmasında, toplumsal yaraları sarmada hep ön saflarda yer aldığını dile getiren Emine Erdoğan, “Biz, kadınlarımızın nasıl emsalsiz bir güç olduğunun farkında olan ve bu gerçeğe hürmet eden bir ülkeyiz. Ekonomiden sanayiye, spordan sanata, siyasetten akademiye, geldiğimiz her noktada kadınlarımızın alın teri var. Hükûmetimiz, ilk günden bu yana, kadınların her alanda yücelmesi için örnek politikalar geliştirmiştir. Kadın istihdamının artmasını teşvik etmiştir. TÜİK verilerine göre, 2014 yılında yüzde 26’larda olan kadın istihdam oranı, 2024 Aralık ayı itibarıyla, yüzde 31,6’ya yükselmiştir. 2028 yılında, bu oranı yüzde 36,2’ye yükseltmeyi hedefliyoruz. İnşallah bu hedefi hep birlikte başaracağız” sözlerini sarf etti.
Emine Erdoğan, kadın istihdamını artık kadın liderliğiyle birlikte düşünmek zorunda olduklarını, bugün dünyanın kadın liderliğinin önemini tartıştığını, bu konu üzerine araştırmalar yaptığını söyledi.
“KADIN GİRİŞİMCİLERİMİZİN ÖNÜNDEKİ ENGELLERİ NE KADAR KALDIRIRSAK BÖLGESEL KALKINMADA O KADAR YOL ALIRIZ”
Liderliğin dönüştürücü bir güç olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Bir liderin vizyonu, kılcal damarlar gibi, etki alanındaki her şeye nüfuz eder. Kadın liderliğinin, tüm dünyanın acil ihtiyacı olan, belli başlı karakteristik özellikleri vardır. Araştırmalar gösteriyor ki kadın liderlerin soyut becerileri çok yüksek. İletişimde çok başarılılar, iş birliğine büyük önem veriyorlar. Barışçıl bir yönetim anlayışına sahipler ve çevre konularına karşı daha hassaslar. Yani, hangi alanda çalışırlarsa çalışsınlar, bulundukları sektöre iyileştirici bir etki yapıyorlar. İşte bu, kadın etkinliğidir. Bildiğiniz gibi, kadın liderliğinin özünde girişimcilik vardır. Girişimci dediğimizde aklımıza, zekâsı ve sezgileriyle öne çıkan insanlar geliyor. Onlar, mevcut bir eksiği görüyor, gereksinimleri belirliyor ve hayata yenilik katıyorlar. Ülkemiz, tüm bölgeleriyle, girişimcilik için son derece zengin bir potansiyel barındırıyor. Bilhassa, yerel kapasite ve birikimin, küresel rekabette kullanılması için, kadın girişimcilerin önemli yerel aktörler olduğunu unutmayalım. Kadın girişimcilerimizin önündeki engelleri ne kadar kaldırırsak bölgesel kalkınmada o kadar yol alırız. Bize düşen, hep birlikte Türkiye Yüzyılı’nın tarihini yazarken, kalemimizi, bu bilgi ve birikimin mürekkebiyle doldurmaktır.”
“İŞ VE AİLE, KADINLARIN ARASINDA SEÇİM YAPMASI GEREKEN BİR YOL AYRIMI OLMAMALI”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 2025 yılını “Aile Yılı” olarak ilan ettiğini hatırlatan Emine Erdoğan, “Aile, toplumumuzun ruhu ve lokomotifidir. Dirayetli, ferasetli ve kuvvetli bir toplum oluşumuzun temelinde, sağlam kökleri olan aile müessesemiz vardır. ‘Aile Yılı’nın, iş dünyası için de önemli bir hatırlatıcı olmasını temenni ediyorum. Ne yazık ki kadınların bazen, iş ve aile sorumluluklarına yetişmek için çırpındıklarını görüyoruz. Bu durum, kadınlarda strese, kendine güvensizliğe, hiçbir şeye yetememe duygusuna, mutsuzluğa ve depresyona neden olabiliyor. Hayat kaliteleri düştüğü gibi, zihinsel ve manevi yorgunluk yaşıyorlar. Daha büyük ölçekte, aile ve toplum hayatı olumsuz etkileniyor. İş ve aile, kadınların arasında seçim yapması gereken bir yol ayrımı olmamalı. Bu çatışmayı ortadan kaldıracak, aile hayatını muhafaza edecek uygulamaların sayısını, mutlaka artırmalıyız” görüşünü paylaştı.
Dünyanın her yerinde kadınların erkekler için tasarlanmış, rekabetçi bir iş ortamında tutunabilmek için zorlu mücadeleler verdiğini dile getiren Emine Erdoğan, oysa hükûmetin bu konuda önemli ve iyileştirici adımlar attığını, kadınların, kadın kimliklerini koruyabildikleri çalışma hayatının, ne kadar önemli olduğunun altını çizdiğini belirtti.
“TEKNOLOJİK İMKÂNLARI, KADINLARIN İŞ HAYATINA KATILIMINI KOLAYLAŞTIRMADA MUTLAKA KULLANMALIYIZ”
Emine Erdoğan, cinsiyet adaletine vurgu yapılıp kadınların lehine birçok uygulamanın hayata geçtiğini belirterek, şunları kaydetti: “Burada hepsini tek tek saymak, elbette mümkün değil. Ancak, süt izinleri, kreş desteği, yarı zamanlı çalışma gibi düzenlemelerin ortak amacı, iş ve aile hayatı arasında bir ahenk yaratmaktır. Umarım bu örnekler, tüm sektörlerde yaygınlaşır. İş yerlerinin, kültürel kodlarımızı temel alan çalışma modelleri oluşturması, kadınların önündeki engelleri kaldırmada kuşkusuz çok önemli. Bununla beraber, dünyanın, bilgi ve iletişim teknolojilerinde geldiği ileri seviyeyi de, bir fırsat olarak görmeliyiz. Fiziksel mekân şartını ortadan kaldıran teknolojik imkânları, kadınların iş hayatına katılımını kolaylaştırmada mutlaka kullanmalıyız. Unutmayalım ki Türkiye, kendi reçetelerini yazabilen, kendi formüllerini ve çözümlerini geliştirebilen, güçlü bir ülkedir.”
Değerli projeleriyle yarışmaya katılan katılımcılara özel olarak teşekkür eden Emine Erdoğan, “Sizler, bilgi ve becerilerinizle hepimizi heyecanlandırdınız. İyilik dolu fikirlerinizle, kadın potansiyelinin zirvelerini gösterdiniz. Kadınların insani ilerlemeye olan büyük katkısını bir kez daha ispat ettiniz. Benim için hepiniz birer kazanansınız. Lütfen, tecrübelerinizi sizinle aynı yolda yürümek isteyen tüm kadınlara ve gençlere aktarın. Çünkü dünyanın problem alanları, kadınların getireceği yeni çözümleri bekliyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile birlikte, kadınları merkezine alan ortak projelerin sayısının da artmasını dilediğimi belirtmek istiyorum” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Törene, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, Cumhuriyet tarihinin ilk kadın generali Tuğgeneral Özlem Yılmaz, Alev Alatlı’nın kızı Funda Aktan, jüri üyeleri, yarışmacılar ve davetliler de katıldı.
Törende, “Yılın Üreten Kadın Girişimcisi Kategorisi”nde Zahide Arı, “Yükselen Yıldız Kategorisi”nde Nurdeniz Erdoğan, “Teknoloji Tabanlı Kadın Girişim Kategorisi”nde Işıl Melisa Işık, “Sıfır Atık Kategorisi”nde Zeynep Balca Yılmaz ile “Kadın Kooperatifi Kategorisi”nde Ümmühan Keskin ödülünü Emine Erdoğan’ın elinden aldı.
Emine Erdoğan, “Alev Alatlı Özel Ödülü” kazananı Gönül Paksoy’a da ödülünü, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan ile birlikte verdi.
Arslan tarafından Emine Erdoğan’a zeytin ağacı hediye edilmesinin ardından tören, aile fotoğrafının çektirilmesiyle sona erdi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’yi küresel bir çekim merkezi haline getirmeyi sürdürülebilir kalkınmanın temeli olarak addettiklerini söyleyerek, “Dünyanın her yerinden parlak zihinlerin, yenilikçi fikirlerini bu topraklarda geliştirerek önemli ve kritik girişimlere dönüştürmesine imkân sağlayacak Türkiye Tech Visa Programı’nı ilan ettik. Programın ilk 5 ayında Dünyanın dört bir yanından 214 teknoloji girişimi Türkiye’ye taşınmak için başvuru yaptı.” dedi.
TÜBİTAK’ta Türkiye için kritik pek çok projeyi hayata geçirdiklerini belirten Bakan Kacır “Ülkemizin kritik projelerinde görev almak üzere TÜBİTAK çatısı altında 737 yeni çalışma arkadaşımıza yönelik ilana çıkmış durumdayız. TEKNOFEST kuşağını, Türk Gençliğini TÜBİTAK’ta bizlerle birlikte alın teri, akıl teri dökmeye bu vesileyle davet ediyorum.” diye konuştu.
Bakan Kacır, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi tarafından düzenlenen ve bu yıl “Yeteneğe Dayalı Kalkınma” temasıyla gerçekleşen 3. İstanbul İnsan Kaynakları Forumu’na katıldı. Kacır, burada yaptığı konuşmada tarih boyunca ekonomik ve toplumsal kalkınmanın temelleri, her dönemin hâkim dinamiklerine göre şekillendiğini söyledi. Tarım çağında, bir milletin zenginliğini belirleyen en önemli unsurun; sahip olduğu verimli topraklar ve su kaynaklarına erişim olduğunu belirten Kacır, Sanayi Devrimi ile birlikte bu paradigmanın kökten değiştiğini söyledi. Bilgi çağıyla birlikte fiziksel varlıklardan ziyade bilgi, teknoloji ve inovasyonun ekonomik gücün merkezine yerleştiğini kaydeden Kacır konuşmasında şunları söyledi:
YENİ ÇAĞIN GERÇEĞİ: Bir zamanlar tarımsal üretime, sanayi gücüne ve yeraltı zenginliklerine dayalı olan büyüme modelleri, yerini bilgi ekonomisine, inovasyona ve yetenek gelişimine bıraktı. Yeni çağın gerçeği şudur: Yetenek, en kıymetli sermaye; inovasyon ise sürdürülebilir büyümenin lokomotifidir.
İTİCİ GÜÇ: Türkiye olarak nüfusumuzun ortanca yaşı bugün 34 düzeyinde. Yani pek çok gelişmiş ülkeye kıyasla 10-15 yaş daha genç ve dinamik bir nüfusa sahibiz. Biz, bu demografik avantajı yalnızca bir istatistik olarak değil, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarma hedefimizin en güçlü itici gücü olarak addediyoruz.
ADIMLARIN ODAĞI: Milli Teknoloji Hamlemiz doğrultusunda, daha güçlü ve müreffeh bir Türkiye için attığımız adımların odağına her daim insan kaynağımızı koyuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, son 22 yılda üniversitelerden teknoparklara, Ar-Ge merkezlerinden girişimcilik destek programlarına kadar geniş bir yelpazede insan kaynağımızın niteliğini artırmaya yönelik pek çok adım attık.
BÜYÜK ATILIMLAR: Nitelikli insan kaynağımızı destekleyerek; kendi eğitim uçaklarını, helikopterlerini, deniz platformlarını, kara araçlarını, uydularını geliştirebilen, üretebilen, büyük atılımlara imzasını atan bir ülke konumuna yükseldik. Girişimcilerimizin, mühendislerimizin ve genç zihinlerin hak ettiği değeri bulması ile bugün insansız hava aracı üretiminde dünya birincisiyiz. Yerli ve millî otomobilimiz Togg; elektrikli, bağlantılı ve akıllı araç olarak yollarda.
TEKNOLOJİK DÖNÜŞÜMÜN ÖNCÜSÜ: Artık imkânsız zannedileni Türkiye’nin girişimcileri başarıyor, Türkiye’nin mühendisleri hayalleri gerçeğe dönüştürüyor. Elde ettiğimiz bu tarihi kazanımları devam ettirmek ve gençlerimizin potansiyelini ortaya çıkarmak için hep birlikte gayretlerimizi sürdürüyoruz. Biliyoruz ki; günümüz dünyasında teknolojik dönüşümün öncüsü ve lideri esasen gençlerdir.
TEKNOFEST KUŞAĞI: Her TEKNOFEST’te Gençlerimizin Nuri Demirağların, Vecihi Hürkuşların, Şakir Zümrelerin, Nuri Killigillerin akamete uğramış serüvenlerini tamamlama kararlılığına tekrar tekrar şahit oluyoruz. Ne mutlu ki Millî Teknoloji Hamlesi’ni omuzlayan, bu ülkeyi daha ileriye taşıma derdinde olan azimli, birikimli, çalışkan TEKNOFEST kuşağı var.
DENEYAP ATÖLYELERİ: 81 şehrimizde kurduğumuz Deneyap Teknoloji Atölyelerimizde 35 binden fazla gençlerimizi bilim ve teknoloji dünyasıyla 11 yaşından itibaren buluşturuyoruz. “Sektör Kampüste” programımız ile üniversite öğrencilerine, sektör profesyonelleri tarafından güncel ve sahadan içeriklerle hazırlanarak zenginleştirilmiş dersler alma imkanı sağlıyoruz. Milli Teknoloji Uzmanlık Programlarımızla da teknoloji geliştirme ve katma değerli üretim altyapımızın ihtiyaç duyduğu alanlarda gençlerimizi geleceğin yetkinlikleriyle buluşturuyoruz.
MİLLİ TEKNOLOJİ STAJ PROGRAMI: Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi ile yakın iş birliği içinde yürüttüğümüz Milli Teknoloji Staj Programımızla da gençlerimize sanayi ve teknoloji ekosistemimizin öncü firmalarında staj yapma imkanı tanıyoruz. Ar-Ge teşviklerimizden teknopark uygulamalarımıza, TÜBİTAK desteklerinden KOSGEB programlarına ve girişim sermayesi fonlarına pek çok uygulama ve düzenleme ile gençlerimizin girişimci ruhunu besleyerek, girişimciliği kariyer yolculuğunda bir alternatif haline getiriyoruz.
GELECEĞİN DÜNYASI: Gençlerimizin doğru yetkinliklerle buluşması kadar önem verdiğimiz bir diğer başlık ise kuşkusuz mevcut iş gücümüzü geleceğin dünyasına güçlü şekilde hazırlamak. Özellikle başta yapay zekâ olmak üzere yıkıcı teknolojilerin çok boyutlu etkileri; yetkinlik dönüşümünün bizler için tercihten öte zorunluluk olduğunu gösteriyor.
YENİ İSTİHDAM ALANLARI: Araştırmalar ülkemizde halihazırda 7 milyon kişinin yürüttüğü işlerin 2030 yılına kadar yeni nesil teknolojilerin etkisiyle ya tamamen ortadan kalkabileceği ya da farklı niteliklere sahip rollere dönüşeceğini gösteriyor. Ancak gelişen teknolojilere doğru bir bakış açısıyla yaklaşırsak, bünyesinde 9 milyon kişiyi barındıracak yeni iş modelleri oluşturma imkanına sahibiz. Özellikle teknolojiyle ilgili alanlarda ortaya çıkacak fırsatları da doğru değerlendirdiğimiz takdirde mevcuttan en az 2 milyon ilave istihdam oluşturmamız mümkün.
BÜTÜNCÜL KALKINMA: Sanayimizin dijital dönüşümüne rehberlik eden model fabrikalarımızın sayısını 10’a ulaştırdık. Kocaeli, Denizli, Malatya, Tekirdağ, Sakarya ve Trabzon’da açılışını gerçekleştireceğimiz yeni merkezlerle bu sayıyı 16’e çıkaracağız. Ülke sathına yayılan, bütüncül bir kalkınmayı tüm sektörlerde topyekûn şekilde hayata geçirmeyi sürdüreceğiz.
TECH VİSA PROGRAMI: Tarihimizden aldığımız ilhamla, Türkiye’yi küresel bir çekim merkezi haline getirmeyi sürdürülebilir kalkınmanın temeli addediyoruz. Dünyanın her yerinden parlak zihinlerin, yenilikçi fikirlerini bu topraklarda geliştirerek önemli ve kritik girişimlere dönüştürmesine imkân sağlayacak Türkiye Tech Visa Programı’nı ilan ettik. Programın ilk 5 ayında Dünyanın dört bir yanından 214 teknoloji girişimi Türkiye’ye taşınmak için başvuru yaptı.
LİDER ARAŞTIRMACILAR PROGRAMI: Uluslararası Lider Araştırmacılar Programımız ile; alanlarında dünyanın en iyi merkezlerinde deneyim kazanmış yetkin araştırmacıların ülkemize gelmelerini teşvik ediyor, bilimsel ve teknolojik çalışmaların bu topraklardan yükselmesini sağlıyoruz. Bugüne kadar program kapsamında, 57’si diğer ülke olmak üzere toplam 253 araştırmacıya, çalışmalarını ülkemizde sürdürmeleri için destek sağladık. Bizler, potansiyelini harekete geçirmeyi bekleyen tüm girişimcilerimize fırsat ve imkan kapılarını sonuna kadar açmaya devam edeceğiz.
GENÇLERE TÜBİTAK DAVETİ: TÜBİTAK’ta Türkiye için kritik pek çok projeyi hayata geçiriyoruz. Bugün itibariyle uzay teknolojilerinden savunma sanayine, yapay zekadan raylı sistem teknolojilerine, ülkemizin kritik projelerinde görev almak üzere TÜBİTAK çatısı altında 737 yeni çalışma arkadaşımıza yönelik ilana çıkmış durumdayız. TEKNOFEST kuşağını, Türk Gençliğini TÜBİTAK’ta bizlerle birlikte alın teri, akıl teri dökmeye bu vesileyle davet ediyorum.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.