DÜNYANIN EN MUTLU ÜLKESİ FİNLANDİYA’DAN MİLLİ GÜN KUTLAMASI
Finlandiya’nın Bağımsızlık Günü Ankara JW MARRIOTT oteldeki bir resepsiyonla kutlandı.
JW MARRIOTT Oteldeki resepsiyona, Finlandiya’nın Ankara Büyükelçisi Bayan PIRKKO MIRJAMI HAMALAINEN ev sahipliği yaptı.
Finlandiya Milli Gün resepsiyonunda Türkiye’yi Dışişleri Bakan yardımcısı Mehmet Kemal BOZAY temsil etti.
Resepsiyonda, Ankara’da Büyükelçilikleri bulunan ülkelerden Büyükelçiler, Askeri Ataşeler, elçilik görevlileri ve seçkin bir davetli topluluğu da yer aldı.
Finlandiya Milli Gün resepsiyonu Fin ve Türk Milli Marşlarının seslendirilmesiyle başladı.
JW MARRIOTT oteldeki Fin resepsiyonunda, ilk konuşmacı olarak kürsüye Finlandiya’nın Ankara Büyükelçisi Pirkko Mirjami HAMALAINEN geldi.
FIN Büyükelçi, Pirkko Mirjami HAMALANIEN, konuşmasına, davetlileri aralarında görmekten duyduğu memnuniyeti dile getirerek başladı.
HAMALAINEN, 2023 yılının pek çok ülke ve halkı için çok zor geçtiğini, Türkiye’nin yıkıcı bir deprem yaşadığını, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırılarının devam ettiğini hatırlatarak, İsrail-Filistin krizinin Gazze’deki sivil halkın ve Hamas saldırılarında sevdiklerini kaybeden veya rehin alınanların büyük acılar çekmesine sebep olduğunu söyledi.
Finlandiya’nın Ankara Büyükelçisi PIRKKO MIRJAMI HAMALAINEN konuşmasında, bu yılın Finlandiya adına önemli bir yıl olduğunu belirterek “kısa adı NATO olarak bilinen Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’ne üye olma dileğimiz gerçekleşti. NATO’ya üyeliğimizi onaylayan Türkiye ve tüm diğer üyelere teşekkürlerimizi sunuyoruz.” şeklinde konuştu.
Konuşmasında, sözü İsveç’in NATO üyeliğine de getiren Pirkko Hamalainen, “Şimdi İsveç’in NATO üyeliğinin de Türkiye ve Macaristan tarafından onaylanmasını diliyoruz. İsveç’in üyeliği ile NATO’nun kuzey kanadı tamamlanmış olacaktır.” dedi.
Pirkko Hamalainen, Türkiye ile Finlandiya arasındaki işbirliğinin artan bir ivme kazandığını vurgulayarak, “ Ticaret hacmi her yıl büyümekte, özellikle yeşil enerjiye geçiş konusundaki fırsatlar da artmaktadır. Finlandiya döngüsel ekonomi alanında öncü ülkelerden biridir ve bu konudaki ilk ikili projeler hayata geçirilmiştir. Bu işbirliğinin özellikle Türkiye’nin muazzam tekstil sanayisine çok büyük katkısı olacağına inanıyorum. Ülkelerimiz Birleşmiş Milletler çalışmalarında da oldukça aktiftir. Barış için arabuluculuk her iki ülkenin de ilgi alanında olup, bu konudaki iş birliği de yıllardır devam etmektedir. Finlandiya Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğini desteklemektedir ve gelecekte de desteklemeye devam edecektir. şeklinde konuştu.
Gelecek yıl Finlandiya ile Türkiye arasındaki dostluğun 100’üncü yılını kutlayacaklarını ifade eden HAMALAINEN, “Bu dostluğun altını çizecek ortak faaliyetleri ve aktiviteleri dört gözle bekliyorum.” dedi.
FİNLANDİYA, ALTINCI KEZ DÜNYANIN EN MUTLU ÜLKESİ…
Finlandiya’nın altıncı kez dünyanın en mutlu ülkesi seçildiğinin altını çizen Büyükelçi Pirkko Mirjami HAMALAINEN, daha sonra sözlerine şu şekilde devam etti.“Muhtemelen siz de biz FİNLER GİBİ BU SONUCUN NASIL OLDUĞUNU MERAK EDİYORSUNUZDUR. Bu sonuç bizi de bunun sebeplerini aramaya yöneltti. Sanıyorum bu sonucun bir kaç sebebi var. Finlandiya’nın BAĞIMSIZLIK YOLCULUĞUNDAKİ tarihine bakmamız aydınlatıcı olacaktır. BAŞLANGIÇTA OLDUKÇA FAKİR BİR ÜLKEYDİK ve BAĞIMSIZLIĞIMIZIN İLK AYLARINDA BİR İÇ SAVAŞ YAŞADIK. BU ÇALIŞMALARIN YARALARININ İYİLEŞMESİ ÇOK UZUN ZAMAN ALDI. Sovyetler Birliği’nin 30 Kasım 1939 yılında FİNLANDİYA’ya saldırması ile başlayan KIŞ SAVAŞI, Finlerin aynı safta birleşmesine yol açtı. Bu savaşın bizi birleştirmiş olduğunun altını her zaman çiziyoruz. YALNIZ SAVAŞTIK ancak komşu ve diğer ülkelerden pek çok gönüllü bizimle birlikte savaşmaya geldi. Kış Savaşı ve 1941-1944 yılları arasında takip eden savaş, insanları ülkenin bağımsızlığı için mücadele etmek üzere birleştirdi. Tahmin edebilirsiniz ki Rusya Ukrayna’ya Şubat 2022’de saldırdığında, biz FİNLER savaşın anılarını DNA’larımızda hissettik. Bugün hala güçlü bir şekilde Ukrayna’nın yanındayız. Tarih boyunca öğrendiğimiz şeylerden biri de bir toplumda bir toplumda hiç kimsenin geride kalmaması gerektiği gerçeğidir. Eşitlik ve aynı fırsatlara sahip olma hakkı, REFAH TOPLUMUMUZU İNŞA EDERKEN BİZİM İÇİN TEMEL İLKE OLDU. Bağımsızlığımızı kazandığımızda Finlandiya’da KADINLARIN MİLLETVEKİLİ SEÇİLME HAKKI DAHİL TÜM SİYASİ HAKLARI 1906 yılında verilmişti. TOPLUMUN TEMEL TAŞLARINDAN BİRİSİ DE HEM KADINLARIN HEM DE ERKEKLERİN ÜLKEYE EŞİT OLARAK KATKIDA BULUNMASIDIR. EĞİTİM DE İYİ İŞLEYEN VE YETKİN BİR TOPLUM OLMA YOLUNDA ESAS TEMELLERDEN BİR DİĞERİDİR. HERKES İÇİN EŞİTLİĞİN BİR ANLAMI DA OKUL YEMEKLERİ DE DAHİL ÜCRETSİZ EĞİTİMİN HERKESE SAĞLANMASIDIR. TOPLUMSAL BAŞARIMIZIN SIRLARIMIZIN BİR BAŞKASI İSE İNSANLARIN BİRBİRİNE GÜVENMESİDİR. DAHASI TOPLUMUMUZ İYİ İŞLEYEN DEVLET KURUMLARI VE HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ KURALINA DAYANMAKTADIR. TÜM BUNLAR MUTLULUĞUN DEĞİŞİK BOYUTLAR İÇERDİĞİ VE KÜÇÜK DETAYLARA DAHİ ÖNEM VERİLDİĞİ VE DİKKAT EDİLDİĞİ SONUCUNA GÖTÜRMEKTEDİR. BİZ FİNLER TÜN BUNLARDAN MEMNUNİYET DUYUYOR VE KENDİMİZCE BÖYLE MUTLU OLUYORUZ.
ANCAK FİN OLMAK GELECEĞİ DÜŞÜNMEYİ DE GEREKTİRİR. YAKIN GELECEKTE HEPİMİZİ BEKLEYEN PEK ÇOK ZORLUKLA KARŞI KARŞIYAYIZ. İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ DE BUNLARIN EN BÜYÜĞÜ. ASLINDA BU SORUNA KARŞI BÜTÜN ÜLKELER GÜÇ BİRLİĞİ İÇİNDE ÇALIŞMALI VE MÜCADELE ETMELİ. BU GÜZEL DÜNYANIN İNSANLARI OLARAK GELECEĞİ BİLEMESEK DE EN AZINDAN ÇOCUKLARIMIZA VE TORUNLARIMIZA MÜMKÜN OLAN EN İYİ MİRASI BIRAKMAK İÇİN ELİMİZDEN GELENİN EN İYİSİNİ YAPABİLİRİZ.
HER ŞEYE RAĞMEN BUGÜN FİNLANDİYA’NIN BAYRAMI VE HEPİNİZE GÜZEL BİR GECE DİLİYORUM.
Finlandiya’nın Ankara Büyükelçisi bayan Pirkko Mirjami HAMALAINEN’den sonra Dışişleri Bakan yardımcısı Mehmet Kemal BOZAY geldi.
NAMIK KEMAL BOZAY, KONUŞMASINDA HELSİNKİ RUHUNA ATIFTA BULUNDU.
Bozay öncelikle Finlandiya resepsiyonunda bulunmaktan duyduğu memnuniyete değinerek konuşmasına başladı.
Namık Kemal BOZAY, Türkiye ile Finlandiya’nın işbirliğini genişletme potansiyelinin büyük olduğuna dikkat çekti.
Finlandiya’nı Milli Gününü kutlayan Dışişleri Bakan yardımcısı Mehmet Kemal Bozay, şöyle konuştu; Türkiye- Finlandiya ilişkilerinin tarihi, Cumhuriyetimizin ilk yıllarına dayanmaktadır. Gelecek yıl Finlandiya ile diplomatik ilişkilerimizin yüzüncü yıldönümünü kutlayacağız. Finlandiya ile her zaman iyi ilişkiler ve yakın iş birliği içinde bulunduk. Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö’nün mart ayında ülkemize gerçekleştirdiği ziyaret, ilişkilerimizin geliştirilmesine önemli katkı sağlamıştır. Nisan ayı itibariyle Finlandiya ile NATO müttefiki haline de geldik. Dost ve müttefikler olarak, iş birliğimizi kayda değer şekilde genişletme potansiyelimiz vardır. Dinamik ekonomik ve ticari ilişkilerimizi artırma imkanımız mevcuttur. Finlandiya’nın AB yolculuğumuzda da özel bir yeri bulunmakta. Hatırlayacağınız üzere, 1999 yılında gerçekleştirilen Helsinki Zirvesi’nde Türkiye- AB ilişkilerinde önemli bir dönüm noktası geçilmiştir. Türkiye, Helsinki’de önkoşulsuz olarak, diğer adaylarla eşit temelde resmen aday ülke ilan edilmiştir. AB’nin adil ve kapsayıcı genişleme politikasına geri dönmesini bekliyoruz. Helsinki ruhunun canlandırılmasını arzu ediyoruz. Dost ve müttefik Finlandiya’nın Türkiye’nin adaylık sürecine desteğini sürdürmesini bekliyoruz.”
İki ülkenin ticaret hacminin de geçen yıl 2 virgül bir milyar dolara ulaştığına vurgu yapan Bozay, şunları söyledi; firmalarımızı yeni işbirliği alanlarını keşfetmeye teşvik etmeye devam ediyoruz.”
Türkiye ile Finlandiya arasındaki NATO ve Avrupa-Atlantik kurumları gibi uluslararası platformlardaki dayanışmaya atıfta bulunan BOZAY, “İşbirliğimizin mevcut sınamalar karşısında artarak devam edeceğine inanıyorum.” şeklinde konuştu.
Namık Kemal BOZAY, Türkiye’nin Avrupa Birliği yolculuğundaki Finlandiya’nın özel bir yeri olduğunu kaydederek “AB’nin adil ve kapsayıcı genişleme politikası izlemeye yeniden başlamasını, dost ve müttefikimiz Finlandiya’nın Türkiye’nin katılım sürecine verdiği desteği sürdürmesini bekliyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Finlandiya Bağımsızlık Günü Resepsiyonu, davetlilere yemek ikramı ile sona erdi.
Milli Güne katılan davetliler, resepsiyonda hem Finlandiya’nın DÜNYANIN EN MUTLU ÜLKESİ OLMA YOLUNDA BAŞARDIĞI BÜYÜK İŞLERİ ÖĞRENME hem de DÜNYANIN EN MUTLU ÜLKESİNİN İNSANLARI arasında olmanın atmosferinde birbirleriyle sohbet erme fırsatı buldular.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile düzenlediği ortak basın toplantısında, “Son 3 yılda izlediğimiz aktif diplomasi dikkate alındığında, Rusya ile Ukrayna ve Amerika arasında önümüzdeki dönemde gerçekleştirilmesi muhtemel görüşmeler için ülkemiz ideal bir ev sahibi olacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, baş başa ve heyetler arası görüşmeleri ile anlaşmaların imza töreninin ardından ortak basın toplantısı düzenleyerek açıklamalarda bulundu.
Konuşmasına dördüncü yılına girecek Rusya-Ukrayna Savaşı’nda hayatını kaybedenler için Ukrayna halkına taziyelerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Zelenskiy’nin ziyaretinin, Ukrayna’daki savaşın temel dinamiklerinde önemli değişimlere aday olunan bir dönemde gerçekleştiğini söyledi.
Türkiye’nin, “Savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmayacağı” anlayışıyla savaşın ilk gününden bu yana taraftar arasında müzakere edilmiş bir barışın tesisi için yoğun çaba sarf ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu doğrultuda Mart 2022’de İstanbul’da iki ülke arasında doğrudan müzakerelere ev sahipliği yaptık. Taraflarla yürüttüğümüz temaslar neticesinde Karadeniz Tahıl Girişimi’ni hayata geçirdik. Son üç yılda Rusya ve Ukrayna ile her seviyede doğrudan girişimlerde bulunduk. Tüm bu çabalarımızda her iki taraf içinde güvenilir bir arabulucu olmaya, samimi olarak gayret gösterdik, somut neticeleri aldık” ifadelerini kullandı.
“MÜZAKERE SÜRECİNİN KALICI BİR BARIŞLA SONUÇLANDIRILMASI İÇİN HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERECEĞİZ”
Gelinen aşamada ABD Başkanı Donald Trump’ın, savaşın müzakereler yoluyla ve süratle sonlandırılması için başlattığı diplomatik girişimin, Türkiye’nin son üç yıldır izlediği politikayla da örtüştüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Haddizatında, İstanbul Müzakereleri taraftar arasında mutabakata en fazla yaklaşılan platform olması ile önemli bir referans noktası teşkil ediyor. Son 3 yılda izlediğimiz aktif diplomasi dikkate alındığında Rusya ile Ukrayna ve Amerika arasında önümüzdeki dönemde gerçekleştirilmesi muhtemel görüşmeler için ülkemiz ideal bir ev sahibi olacaktır. Sayın Zelenskiy ile görüşmemde Türkiye’nin, Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve bağımsızlığını olan kuvvetli desteğini ifade ettim. Aynı zamanda müzakere sürecinin kalıcı bir barışla sonuçlandırılması için her türlü desteği vereceğimizin altını çizdim. Çok sayıda masumun ölümüne ve muazzam bir yıkama neden olan bu savaş, artık sona ermelidir.
Karadeniz’de ticari seyrüsefer emniyetini hedefleyen bir düzenlemenin hayata geçirilmesi için ülkemizin çalışmayı sürdüreceğini de belirttim. Karadeniz’de hayata geçirilebilecek böyle bir düzenlemenin müzakerelere giden süreçte önemli bir güven artırıcı tedbir işlevi göreceğine inanıyoruz. Sayın Zelenskiy ile gündemimizde, Ukrayna ile stratejik ortaklık ilişkilerimiz kapsamındaki konu başlıkları önemli yer tuttu. Ticari ilişkilerimizin daha da güçlendirilmesi için önümüzdeki dönemde atabileceğimiz adımları masaya yatırdık. Savaşın getirdiği tüm zorluklara rağmen ikili ticaretimizde tespit ettiğimiz 10 milyar dolar hedefine emin adımlarla yürümek istiyoruz.”
“İLİŞKİLERİMİZİN DAHA DA ÜST SEVİYELERE ÇIKACAĞINA İNANIYORUM”
Zelenskiy’e, Türk şirketlerinin savaşın yol açtığı tahribatın giderilmesi ve yeniden imar konusunda Ukrayna’ya destek vermeye istekli olduklarını aktardığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ukrayna’da barışın tesisi ile birlikte önümüzdeki dönemde ilişkilerimizin stratejik ortaklığımıza yaraşır düzeyde daha da üst seviyelere çıkacağına tüm samimiyetimle inanıyorum. Sözlerime son verirken Ukrayna’nın toprak bütünlüğü için özellikle mücadele veren Kırım Tatarı soydaşlarımızın hakları konusunda değerli dostum Zelenskiy’nin attığı cesur adımları takdirle karşıladığım belirtmek istiyor, ilave adımların geleceğini de temenni ediyorum” değerlendirmesinde bulundu.
Konuşmaların ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
“UKRAYNA’NIN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ BİZİM OLMAZSA OLMAZIMIZDIR”
Ukraynalı bir gazetecinin barış görüşmelerine vurgu yaparak, Ukrayna’nın egemenliği ve toprak bütünlüğüne ilişkin sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu cevabı verdi: “Ukrayna’nın toprak bütünlüğü, egemenliği bizler için çok çok önemli ve toprak bütünlüğüne, egemenliğine Türkiye’nin saygısını her yerde anlattık. Bütün uluslararası toplantılarda bu konuyu daima işledik, işlemeye devam ediyoruz. Bundan sonraki süreçte de özellikle Ukrayna’nın toprak bütünlüğü bizim olmazsa olmazımızdır. Egemenliği aynı şekilde bizim olmazsa olmazımızdır. Temennimiz odur ki barışın kaybedeni olmaz. Dolayısıyla barışın bir an önce sağlanmasını temin etmektir. Bu konuda değerli dostum, o da zaten barıştan yana olduğunu açık net olarak bizlere ifade ediyor. Temennim odur ki gerek Dışişleri Bakanımın muhatabıyla yaptığı görüşmelerde gerek şahsımın Sayın Putin ile yaptığı görüşmelerde bu barışla ilgili yolculuğu, yolu kat ederiz, temin ederiz ve bunun için adımları da atarız.”
Türkiye’nin gelecek süreçte Rusya-Ukrayna barışına katkı için adım atıp atmayacağına ilişkin bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Adil bir barışın mümkün olması için şüphesiz ki güçlü olduğunu bildiğimiz ülkelerin barıştan yana tavrını ortaya koyması lazım. Az önce de ifade ettiğim gibi barışın kaybedeni olmaz. Şu anda tüm dünya Rusya-Ukrayna arasındaki bu savaşta artık barışı bekliyor. Bir an önce barış temin edilsin. Çünkü bunca esir var, bunun yanında bunca insan, yüz binlerce insan burada öldü, öldürüldü. ‘Artık bu ölüme de son verilsin’ deniyor. Şimdi bizler en yakın komşuları olarak Türkiye biz, bir an önce barışın teminiyle alakalı gerek şahsım gerek Dışişleri Bakanım bizler muhataplarımızla bir an önce barışın temini için adım atalım istiyoruz.
Tahıl Koridoru’nun kurulmasını isteyişimizin sebebi bu olmuştur ve tahıl koridorunda da iyi bir netice aldık ama maalesef devamını sağlayamadık. 30 bin ton tahıl malum gönderildi biz aracı olduk. Bundan sonraki süreçte de bunun devamını istiyoruz. Bu arada tabii ben huzurlarınızda Sayın Zelenskiy’e bir teşekkürü ifade etmek istiyorum. O da Suriye’ye tahıl gönderme noktasında, bize gönderdikleri tahıl, biz de bu tahılı malum değirmenlerimizde una çevirmek suretiyle Suriye’ye ulaştırdık, ulaştırıyoruz. Bu da tabii Suriye’deki yönetimi ciddi manada mutlu etti, memnun etti. Ben de huzurlarınızda Suriye halkı adına kendilerine teşekkür ediyorum. Çünkü böyle zor bir zamanda Suriye’nin böyle bir imkânı aracılığımızla özellikle de Ukrayna’dan elde etmiş olması bu da insani ve vicdani bir görevdir.”
UKRAYNA DEVLET BAŞKANI ZELENSKİY: “TÜRKİYE, UKRAYNA’NIN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ VE EGEMENLİĞİ KONULARINDA ÇOK İLKELİ BİR TUTUM SERGİLEDİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde yaptıkları görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Rusya-Ukrayna savaşının zor zamanlarında Türkiye’den destek gördükleri için teşekkür ederek “Türkiye, Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve egemenliği konularında çok ilkeli bir tutum sergiledi. Bu, bize göre küresel önem taşıyor” diye konuştu.
Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, görüşmelerde Ukraynalı esirlerin durumunun da görüşüldüğüne işaret ederek “Türkiye gerek askerlerimizin gerek sivillerimizin serbest bırakılması için kolaylıklar sağladı” dedi.
İKİ ÜLKE ARASINDA İMZALANAN ANLAŞMALAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy huzurunda, Türkiye ile Ukrayna arasında iki anlaşma imzalandı.
Bu kapsamda iki ülke arasındaki “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Eğitim Alanında İşbirliği Anlaşması”na Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha imza attı.
“Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ile Ukrayna Kültür ve Stratejik İletişim Bakanlığı Arasında Medya ve İletişim Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı”nı da Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha imzaladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’i Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde törenle karşıladı.
Türkiye ve Ukrayna bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren ve heyetlerini takdim eden Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, daha sonra baş başa ve heyetler arası görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, İstanbul Finans Merkezi’ndeki Halkbank Genel Müdürlüğünde düzenlenen, “Halkbank Üreten Kadınlar Yarışması Ödül Töreni”ne katıldı.
Emine Erdoğan, törende yaptığı konuşmasında, parlak fikirleri ve kadın aklının incelikleriyle salonu dolduran kadınlarla birlikte olmaktan onur duyduğunu belirtti.
Yarışmanın kadın girişimciliğini desteklemede bir marka hâline geldiğini kaydeden Emine Erdoğan, “Halkbank, başarı yolunu kadınlarla yan yana yürüyor. Eğitimden finansmana, onlara her alanda omuz veriyor. Ortaya koydukları vizyonun, ödüllerle taçlanarak, uluslararası bir takdir kazanmasından da ayrıca iftihar ediyoruz” ifadesini kullandı.
“TÜRKİYE, KADINLARIN HER DÖNEMDE, SOSYAL VE KAMUSAL ALANDA VARLIK GÖSTERDİĞİ ÇOK ÖZEL BİR TARİHE SAHİPTİR”
Emine Erdoğan, dünyanın kabuk değiştirdiği dönemlerinin bulunduğunu, içinde yaşanılan çağın da böyle bir değişim ve dönüşüm çağı olduğunu anımsatarak, “Yeni bir gelecek yazılıyor ve ülkeler, insanlığın ortak geleceğini tasarlamak için yarışıyorlar. Bu yarışta, kadınların, ekonomik kalkınmada önemli aktörler olduğu ülkeler, ipi göğüslüyorlar. Türkiye, kadınların her dönemde, sosyal ve kamusal alanda varlık gösterdiği çok özel bir tarihe sahiptir. Türk kadınının girişimci ruhunun kökleri, 13. yüzyıla kadar uzanır. Anadolu’da kadınlar, teşkilatlanmış, sosyal ve ekonomik hayata katılmış, ‘dünya kadın tarihinin’ parlayan yıldızları olmuşlardır” diye konuştu.
Kadınların hak arayışlarında, vatan savunmasında, toplumsal yaraları sarmada hep ön saflarda yer aldığını dile getiren Emine Erdoğan, “Biz, kadınlarımızın nasıl emsalsiz bir güç olduğunun farkında olan ve bu gerçeğe hürmet eden bir ülkeyiz. Ekonomiden sanayiye, spordan sanata, siyasetten akademiye, geldiğimiz her noktada kadınlarımızın alın teri var. Hükûmetimiz, ilk günden bu yana, kadınların her alanda yücelmesi için örnek politikalar geliştirmiştir. Kadın istihdamının artmasını teşvik etmiştir. TÜİK verilerine göre, 2014 yılında yüzde 26’larda olan kadın istihdam oranı, 2024 Aralık ayı itibarıyla, yüzde 31,6’ya yükselmiştir. 2028 yılında, bu oranı yüzde 36,2’ye yükseltmeyi hedefliyoruz. İnşallah bu hedefi hep birlikte başaracağız” sözlerini sarf etti.
Emine Erdoğan, kadın istihdamını artık kadın liderliğiyle birlikte düşünmek zorunda olduklarını, bugün dünyanın kadın liderliğinin önemini tartıştığını, bu konu üzerine araştırmalar yaptığını söyledi.
“KADIN GİRİŞİMCİLERİMİZİN ÖNÜNDEKİ ENGELLERİ NE KADAR KALDIRIRSAK BÖLGESEL KALKINMADA O KADAR YOL ALIRIZ”
Liderliğin dönüştürücü bir güç olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Bir liderin vizyonu, kılcal damarlar gibi, etki alanındaki her şeye nüfuz eder. Kadın liderliğinin, tüm dünyanın acil ihtiyacı olan, belli başlı karakteristik özellikleri vardır. Araştırmalar gösteriyor ki kadın liderlerin soyut becerileri çok yüksek. İletişimde çok başarılılar, iş birliğine büyük önem veriyorlar. Barışçıl bir yönetim anlayışına sahipler ve çevre konularına karşı daha hassaslar. Yani, hangi alanda çalışırlarsa çalışsınlar, bulundukları sektöre iyileştirici bir etki yapıyorlar. İşte bu, kadın etkinliğidir. Bildiğiniz gibi, kadın liderliğinin özünde girişimcilik vardır. Girişimci dediğimizde aklımıza, zekâsı ve sezgileriyle öne çıkan insanlar geliyor. Onlar, mevcut bir eksiği görüyor, gereksinimleri belirliyor ve hayata yenilik katıyorlar. Ülkemiz, tüm bölgeleriyle, girişimcilik için son derece zengin bir potansiyel barındırıyor. Bilhassa, yerel kapasite ve birikimin, küresel rekabette kullanılması için, kadın girişimcilerin önemli yerel aktörler olduğunu unutmayalım. Kadın girişimcilerimizin önündeki engelleri ne kadar kaldırırsak bölgesel kalkınmada o kadar yol alırız. Bize düşen, hep birlikte Türkiye Yüzyılı’nın tarihini yazarken, kalemimizi, bu bilgi ve birikimin mürekkebiyle doldurmaktır.”
“İŞ VE AİLE, KADINLARIN ARASINDA SEÇİM YAPMASI GEREKEN BİR YOL AYRIMI OLMAMALI”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 2025 yılını “Aile Yılı” olarak ilan ettiğini hatırlatan Emine Erdoğan, “Aile, toplumumuzun ruhu ve lokomotifidir. Dirayetli, ferasetli ve kuvvetli bir toplum oluşumuzun temelinde, sağlam kökleri olan aile müessesemiz vardır. ‘Aile Yılı’nın, iş dünyası için de önemli bir hatırlatıcı olmasını temenni ediyorum. Ne yazık ki kadınların bazen, iş ve aile sorumluluklarına yetişmek için çırpındıklarını görüyoruz. Bu durum, kadınlarda strese, kendine güvensizliğe, hiçbir şeye yetememe duygusuna, mutsuzluğa ve depresyona neden olabiliyor. Hayat kaliteleri düştüğü gibi, zihinsel ve manevi yorgunluk yaşıyorlar. Daha büyük ölçekte, aile ve toplum hayatı olumsuz etkileniyor. İş ve aile, kadınların arasında seçim yapması gereken bir yol ayrımı olmamalı. Bu çatışmayı ortadan kaldıracak, aile hayatını muhafaza edecek uygulamaların sayısını, mutlaka artırmalıyız” görüşünü paylaştı.
Dünyanın her yerinde kadınların erkekler için tasarlanmış, rekabetçi bir iş ortamında tutunabilmek için zorlu mücadeleler verdiğini dile getiren Emine Erdoğan, oysa hükûmetin bu konuda önemli ve iyileştirici adımlar attığını, kadınların, kadın kimliklerini koruyabildikleri çalışma hayatının, ne kadar önemli olduğunun altını çizdiğini belirtti.
“TEKNOLOJİK İMKÂNLARI, KADINLARIN İŞ HAYATINA KATILIMINI KOLAYLAŞTIRMADA MUTLAKA KULLANMALIYIZ”
Emine Erdoğan, cinsiyet adaletine vurgu yapılıp kadınların lehine birçok uygulamanın hayata geçtiğini belirterek, şunları kaydetti: “Burada hepsini tek tek saymak, elbette mümkün değil. Ancak, süt izinleri, kreş desteği, yarı zamanlı çalışma gibi düzenlemelerin ortak amacı, iş ve aile hayatı arasında bir ahenk yaratmaktır. Umarım bu örnekler, tüm sektörlerde yaygınlaşır. İş yerlerinin, kültürel kodlarımızı temel alan çalışma modelleri oluşturması, kadınların önündeki engelleri kaldırmada kuşkusuz çok önemli. Bununla beraber, dünyanın, bilgi ve iletişim teknolojilerinde geldiği ileri seviyeyi de, bir fırsat olarak görmeliyiz. Fiziksel mekân şartını ortadan kaldıran teknolojik imkânları, kadınların iş hayatına katılımını kolaylaştırmada mutlaka kullanmalıyız. Unutmayalım ki Türkiye, kendi reçetelerini yazabilen, kendi formüllerini ve çözümlerini geliştirebilen, güçlü bir ülkedir.”
Değerli projeleriyle yarışmaya katılan katılımcılara özel olarak teşekkür eden Emine Erdoğan, “Sizler, bilgi ve becerilerinizle hepimizi heyecanlandırdınız. İyilik dolu fikirlerinizle, kadın potansiyelinin zirvelerini gösterdiniz. Kadınların insani ilerlemeye olan büyük katkısını bir kez daha ispat ettiniz. Benim için hepiniz birer kazanansınız. Lütfen, tecrübelerinizi sizinle aynı yolda yürümek isteyen tüm kadınlara ve gençlere aktarın. Çünkü dünyanın problem alanları, kadınların getireceği yeni çözümleri bekliyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile birlikte, kadınları merkezine alan ortak projelerin sayısının da artmasını dilediğimi belirtmek istiyorum” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Törene, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, Cumhuriyet tarihinin ilk kadın generali Tuğgeneral Özlem Yılmaz, Alev Alatlı’nın kızı Funda Aktan, jüri üyeleri, yarışmacılar ve davetliler de katıldı.
Törende, “Yılın Üreten Kadın Girişimcisi Kategorisi”nde Zahide Arı, “Yükselen Yıldız Kategorisi”nde Nurdeniz Erdoğan, “Teknoloji Tabanlı Kadın Girişim Kategorisi”nde Işıl Melisa Işık, “Sıfır Atık Kategorisi”nde Zeynep Balca Yılmaz ile “Kadın Kooperatifi Kategorisi”nde Ümmühan Keskin ödülünü Emine Erdoğan’ın elinden aldı.
Emine Erdoğan, “Alev Alatlı Özel Ödülü” kazananı Gönül Paksoy’a da ödülünü, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan ile birlikte verdi.
Arslan tarafından Emine Erdoğan’a zeytin ağacı hediye edilmesinin ardından tören, aile fotoğrafının çektirilmesiyle sona erdi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.