Ticaret Bakanı Bolat temel atma töreninde, söz konusu fabrikanın 1,5 yılda inşa edileceğini dile getirerek, Ankara’nın özellikle makine, savunma ve havacılık sanayisinin merkezi olduğunu, ticaretin kavşak noktası olarak Türkiye’ye büyük değer kattığını söyledi.
Ülkenin 21 yılda ekonomik büyüklüğünü 5 kat artırarak 230 milyar dolar milli gelirden 1 trilyon 158 milyar dolar gelire yükseltmeyi başardığını belirten Bolat, “Yılda ortalama yüzde 5,4 büyüyerek dünyada en hızlı büyüyen ülkeler arasında yer alan ülkemiz, bu yıl da ilk çeyrekte yüzde 5,7 büyüdü. Bu büyümede lokomotif görevi gören sektörlerin başında da sanayi geliyor. Gerek üretimimizde gerekse ihracatımızda imalat sanayi önemli yer tutuyor.” dedi.
Bolat, ihracatın da rekorlar kırarak 21 yılda 7,1 katı büyüdüğünü, 36 milyar dolardan 261,5 milyar dolara yükseldiğini ifade ederek, bu ihracatın yüzde 94’ünün sanayiden karşılandığını vurguladı.
Bu yılın 7 ayında mal ihracatının yüzde 3,4 büyüdüğünü hatırlatan Bolat, hizmet ihracatının da bu yıl hedeflediği yüzde 10 büyümeyi sağlayarak 110 milyar dolarlık hedefine ilerlediğini dile getirdi.
Bakan Bolat, katma değerli, marka ve teknoloji değeri yüksek üretimleri artırma çabasında olduklarının altını çizerek, Türkiye’nin dünyadaki ekonomik ve siyasi gerilimlere rağmen dirayetli liderlik, istikrarlı siyaset yönetimi ve ekonomideki başarılı dengeleme politikasıyla yoluna devam ettiğini ifade etti.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Başkent OSB’de 500 milyon liralık yatırımla, 150 ilave istihdam oluşturacak Nuriş Prefabrik Sandviç Panel Fabrikasının temelini attı. Bakan Kacır, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak prefabrik yapı sektörünün de parçası olan metal yapı malzemeleri alanında 2012’den bu yana bin 354 yatırım için teşvik belgesi düzenlendiğini belirterek, “28 bin nitelikli istihdamın ve 57,7 milyar lira sabit yatırımın önünü açtık.” dedi.
Nuriş Prefabrik Sandviç Panel Fabrikasının temel atma töreninde konuşan Bakan Kacır, ülkemizin üretim kabiliyetine ve gücüne yeni bir halka daha eklemenin memnuniyeti içinde olduklarını kaydederek, şunları söyledi:
ORTA VADELİ PROGRAM: Orta Vadeli Program kapsamında tüm bakanlıklarımız ile yakın bir iş birliği ve koordinasyon sağlarken kapsamlı ve gayretli çalışmanın karşılığını güçlü şekilde alıyoruz. Ekonomimizin dayanıklılığını artıran politikaları kararlılıkla sürdüreceğiz. Yatırımcı dostu politikalarla, sektörün ihtiyaç duyduğu yapısal reformları hızla hayata geçirerek güçlü bir yatırım iklimi oluşturmaya devam edeceğiz.
REKABETÇİLİK: Milli Teknoloji Hamlesi vizyonumuz doğrultusunda Türkiye Yüzyılında yüksek teknolojili ve katma değerli üretim altyapımızı güçlendirerek ülkemizi dünyanın sayılı teknoloji üretim merkezleri arasında konumlandırmak için çalışmalarımıza hız kesmeden sürdüreceğiz. Bu doğrultuda ülkemizin katma değerli üretim kabiliyetlerini destekleyecek ve rekabetçiliğini güçlendirecek destek enstrümanlarını adım adım devreye almaya devam edeceğiz.
BÜYÜME VE KALKINMA YOLCULUĞU: Geçtiğimiz ay Sayın Cumhurbaşkanımız tarihimizin en büyük ölçekli teşvik programı HIT-30 Yüksek Teknoloji Yatırım Programının detaylarını kamuoyu ile paylaştı. Yerli ve yabancı yatırımcıların Türkiye’de gerçekleştirecekleri kritik teknoloji yatırımlarına güçlü şekilde destek vereceğiz. Katma değerli üretimimizle, inovasyonla, dijitalleşmeyle teşvik ve destek programlarımızla devletler tarihi açısından kısa bir sürede, 22 yılda, tesis ettiğimiz güçlü üretim altyapımız her alanda meyvelerini veriyor. Ülkemizin büyüme ve kalkınma yolculuğunda bizlere güç katıyor.
ÇEVRECİ VE MALİYET ETKİN YAPI: Maliyet etkin, sürdürülebilir ve esnek barınma ihtiyacının karşılanmasında öncü rol üstlenen prefabrik yapı sanayinin önemini geçtiğimiz yıl yaşadığımız acı deprem felaketiyle bir kez daha müşahede ettik. Sektörümüzün destekleriyle vatandaşlarımıza güvenilir barınma alanlarını hızla sunduk. Ülkemizin zor zamanlarında bizlere desteklerini esirgemeyen tüm sanayicilerimize şükranlarımı sunuyorum. Hedefimiz; özellikle son yıllarda ivme kazanan prefabrik yapı sektörümüzün küresel ölçekte söz sahibi ülkelerinden biri haline gelmesidir. Yenilikçi çözümlerle dayanıklı çevreci ve maliyet etkin yapı çözümleri sunarak Dünya’da bir marka olmaktır.
YATIRIMA TEŞVİK: Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak bu anlayışla prefabrik yapı sektörünün de parçası olan metal yapı malzemeleri alanında 2012’den bu yana bin 354 yatırım için teşvik belgesi düzenledik. 28 bin nitelikli istihdamın ve 57,7 milyar lira sabit yatırımın önünü açtık.
YILDA 15 BİN KONTEYNER ÜRETİMİ: Halihazırda yılda yaklaşık 15 bin konteyner üreten ve konteyner üretimi ve montaj süreçlerinde toplam 500 kişiye istihdam sağlayan Nuriş Prefabrik Firması’nın gerçekleştireceği bugün temelini atacağımız yeni yatırımın sektörümüzde çıtayı yükselteceğine inanıyorum. 500 milyon liralık yatırım bedeliyle birlikte faaliyete geçecek olan tesislerin sektöre önemli bir katkı sunacağından şüphem yok.
SANAYİCİ VE ÜRETİCİ İLE OMUZ OMUZA: Sanayicimizi, üreticimizi tüm imkânlarımızla her daim destekleyerek onlarla omuz omuza vererek muasır medeniyetlerin de üzerinde bir Türkiye’yi birlikte inşa edeceğiz. Bu önemli kazanımlar ve başarılarla beraber, başkentimizi sanayinin, üretimin ve istihdamın da başkenti yapmak, sanayi bölgelerimizi genişleterek, yenilerini ilave ederek büyütmek için gayretle çalışmayı sürdüreceğiz.
OSB SAYISINDA ARTIŞ: Son 22 yılda gerçekleştirdiğimiz yatırımlarla Ankara’yı sadece kamu binalarının değil, fabrikaların da yükseldiği sanayi altyapısı güçlü, planlı OSB’leri ile emsal teşkil eden, üretim ve ihracata yön veren bir şehir haline getirdik. Başkent sanayisinin bel kemiği olan OSB’lerimizin sayısını son 22 yılda 8’den 12’ye yükselttik. Aynı dönemde OSB’lerimizin altyapı ve üstyapı projelerine finansman destekleri sağladık.
ÖRNEK MODEL: Başkent Organize Sanayi Bölgesinde ilk tesisin temelleri de 21 yıl önce Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından atılmıştı. OSB sınırları bünyesinde yer alan teknik lise, meslek yüksek okulu, demiryolu ve karayolu bağlantılarıyla Başkent OSB bugün Türkiye’de organize sanayi bölgelerine örnek teşkil edecek bir model oluşturmayı başarmıştır. Bünyesindeki yenilik merkezi, güneş enerjisi santrali ve arıtma tesisiyle de sanayimizin ikiz dönüşüm yolculuğunda da öncü rol üstlenmektedir. Sürdürülebilir ve çevreci üretim altyapısı tesis etmek üzere son yıllarda önemli projelere imza atan OSB’imizi de bizler Yeşil OSB sertifikasıyla ödüllendirdik.
24 BİN İSTİHDAM; 293 TESİS: 24 bin vatandaşımıza istihdam sağlayan 293 tesisle bugün Başkent OSB, katma değerli, nitelikli ve rekabetçi üretim odaklı kalkınma yolcuğumuza güç katıyor. Ulaşım, enerji, elektroteknik, yapı malzemeleri, kimya ve gıda gibi pek çok sektörün ihtiyaç duyduğu test altyapılarını bünyesinde barındıracak TSE Ankara Kalite Kampüsümüzü de tamamlandığımızda Başkent OSB’de yeni yatırımlar için lokomotif rol üstlenecek. Kıymetli müteşebbislerimizle daha nice yatırımların temelini beraber atacağımıza inancımız ve güvenimiz tam.
NURİŞ Prefabrik Yapı inşaat Sanayi ve Ticaret Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Oğuzhan TURAN ise şunları söyledi; “Makinalarla beraber hafif Çelik’ten tek katlı ve çok farklı yaşam alanları üretmekteyiz. Okullar Yurtlar hastaneler gibi yapılar yapmaktayız.
Yüzyılın felaketi olarak adlandırdığımız 6 Şubat depremleri bize gösterdi ki sağlıklı yapılar, depreme dayanıklı yapılar yapılması konusunda hem de felaket anında bölgedeki ihtiyaçları karşılama noktasında prefabrik sektörünün ne kadar önemli ne kadar hazırda bulunması gereken bir sektör olduğunu bir kez daha bizlere gösterdi.
NURİŞ olarak 12 bin beş yüze yakın yaşam konteynırı üreterek, yüzlerce konut yaparak, her biri sekiz derslikten oluşan 28 adet okul yaparak deprem bölgesinde depremzede kardeşlerimizin yanında olmaya yaralarını sarmaya çalıştık.
Nuriş ve fabrika olarak her ne kadar iç piyasaya çalışıyormuş gibi görünsek de 22 farklı ülkede bir çok proje tamamladık.
Pandemi döneminde Honduras‘a iki adet Pandemi hastanesi yaptık.
Kuzey Afrika. Orta Doğu, Türkiye Cumhuriyet ve Balkanlar da iş yaptığımız ülkeler.
Yıl 2003 başkent organize yeni kuruluyor ilk üç temelden bir tanesi de bizim temelimiz kulakları çınlasın, Ali Coşkun bakanımız gelmişti, temel atma törenimize. ilk fabrikamızı kurduk, ikinci fabrikamız kurduk, üçüncü fabrikamızı kurduk ve Allah nasip etti. Bugün sizlerle beraber yeni bir fabrikamızın temelini atmak için bir aradayız.
Burada, 25 bin metre kare alan üzerinde 14 bin metrekare kapalı alanı olan 150 kişinin çalışacağı, yaklaşık 20 milyon dolarlık bir bütçeyle planladığımız tamamını öz kaynaklarımızla karşılayacağımız bir fabrikanın temelini atacağız.
Yullık 5 milyon metre kare üretim kapasitesi olacak hem prefabrik tarafımızı çok güçlendirecek hem de ihracat tarafımızı çok güçlendirecek.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’i Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde törenle karşıladı.
Türkiye ve Ukrayna bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren ve heyetlerini takdim eden Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, daha sonra baş başa ve heyetler arası görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, İstanbul Finans Merkezi’ndeki Halkbank Genel Müdürlüğünde düzenlenen, “Halkbank Üreten Kadınlar Yarışması Ödül Töreni”ne katıldı.
Emine Erdoğan, törende yaptığı konuşmasında, parlak fikirleri ve kadın aklının incelikleriyle salonu dolduran kadınlarla birlikte olmaktan onur duyduğunu belirtti.
Yarışmanın kadın girişimciliğini desteklemede bir marka hâline geldiğini kaydeden Emine Erdoğan, “Halkbank, başarı yolunu kadınlarla yan yana yürüyor. Eğitimden finansmana, onlara her alanda omuz veriyor. Ortaya koydukları vizyonun, ödüllerle taçlanarak, uluslararası bir takdir kazanmasından da ayrıca iftihar ediyoruz” ifadesini kullandı.
“TÜRKİYE, KADINLARIN HER DÖNEMDE, SOSYAL VE KAMUSAL ALANDA VARLIK GÖSTERDİĞİ ÇOK ÖZEL BİR TARİHE SAHİPTİR”
Emine Erdoğan, dünyanın kabuk değiştirdiği dönemlerinin bulunduğunu, içinde yaşanılan çağın da böyle bir değişim ve dönüşüm çağı olduğunu anımsatarak, “Yeni bir gelecek yazılıyor ve ülkeler, insanlığın ortak geleceğini tasarlamak için yarışıyorlar. Bu yarışta, kadınların, ekonomik kalkınmada önemli aktörler olduğu ülkeler, ipi göğüslüyorlar. Türkiye, kadınların her dönemde, sosyal ve kamusal alanda varlık gösterdiği çok özel bir tarihe sahiptir. Türk kadınının girişimci ruhunun kökleri, 13. yüzyıla kadar uzanır. Anadolu’da kadınlar, teşkilatlanmış, sosyal ve ekonomik hayata katılmış, ‘dünya kadın tarihinin’ parlayan yıldızları olmuşlardır” diye konuştu.
Kadınların hak arayışlarında, vatan savunmasında, toplumsal yaraları sarmada hep ön saflarda yer aldığını dile getiren Emine Erdoğan, “Biz, kadınlarımızın nasıl emsalsiz bir güç olduğunun farkında olan ve bu gerçeğe hürmet eden bir ülkeyiz. Ekonomiden sanayiye, spordan sanata, siyasetten akademiye, geldiğimiz her noktada kadınlarımızın alın teri var. Hükûmetimiz, ilk günden bu yana, kadınların her alanda yücelmesi için örnek politikalar geliştirmiştir. Kadın istihdamının artmasını teşvik etmiştir. TÜİK verilerine göre, 2014 yılında yüzde 26’larda olan kadın istihdam oranı, 2024 Aralık ayı itibarıyla, yüzde 31,6’ya yükselmiştir. 2028 yılında, bu oranı yüzde 36,2’ye yükseltmeyi hedefliyoruz. İnşallah bu hedefi hep birlikte başaracağız” sözlerini sarf etti.
Emine Erdoğan, kadın istihdamını artık kadın liderliğiyle birlikte düşünmek zorunda olduklarını, bugün dünyanın kadın liderliğinin önemini tartıştığını, bu konu üzerine araştırmalar yaptığını söyledi.
“KADIN GİRİŞİMCİLERİMİZİN ÖNÜNDEKİ ENGELLERİ NE KADAR KALDIRIRSAK BÖLGESEL KALKINMADA O KADAR YOL ALIRIZ”
Liderliğin dönüştürücü bir güç olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Bir liderin vizyonu, kılcal damarlar gibi, etki alanındaki her şeye nüfuz eder. Kadın liderliğinin, tüm dünyanın acil ihtiyacı olan, belli başlı karakteristik özellikleri vardır. Araştırmalar gösteriyor ki kadın liderlerin soyut becerileri çok yüksek. İletişimde çok başarılılar, iş birliğine büyük önem veriyorlar. Barışçıl bir yönetim anlayışına sahipler ve çevre konularına karşı daha hassaslar. Yani, hangi alanda çalışırlarsa çalışsınlar, bulundukları sektöre iyileştirici bir etki yapıyorlar. İşte bu, kadın etkinliğidir. Bildiğiniz gibi, kadın liderliğinin özünde girişimcilik vardır. Girişimci dediğimizde aklımıza, zekâsı ve sezgileriyle öne çıkan insanlar geliyor. Onlar, mevcut bir eksiği görüyor, gereksinimleri belirliyor ve hayata yenilik katıyorlar. Ülkemiz, tüm bölgeleriyle, girişimcilik için son derece zengin bir potansiyel barındırıyor. Bilhassa, yerel kapasite ve birikimin, küresel rekabette kullanılması için, kadın girişimcilerin önemli yerel aktörler olduğunu unutmayalım. Kadın girişimcilerimizin önündeki engelleri ne kadar kaldırırsak bölgesel kalkınmada o kadar yol alırız. Bize düşen, hep birlikte Türkiye Yüzyılı’nın tarihini yazarken, kalemimizi, bu bilgi ve birikimin mürekkebiyle doldurmaktır.”
“İŞ VE AİLE, KADINLARIN ARASINDA SEÇİM YAPMASI GEREKEN BİR YOL AYRIMI OLMAMALI”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 2025 yılını “Aile Yılı” olarak ilan ettiğini hatırlatan Emine Erdoğan, “Aile, toplumumuzun ruhu ve lokomotifidir. Dirayetli, ferasetli ve kuvvetli bir toplum oluşumuzun temelinde, sağlam kökleri olan aile müessesemiz vardır. ‘Aile Yılı’nın, iş dünyası için de önemli bir hatırlatıcı olmasını temenni ediyorum. Ne yazık ki kadınların bazen, iş ve aile sorumluluklarına yetişmek için çırpındıklarını görüyoruz. Bu durum, kadınlarda strese, kendine güvensizliğe, hiçbir şeye yetememe duygusuna, mutsuzluğa ve depresyona neden olabiliyor. Hayat kaliteleri düştüğü gibi, zihinsel ve manevi yorgunluk yaşıyorlar. Daha büyük ölçekte, aile ve toplum hayatı olumsuz etkileniyor. İş ve aile, kadınların arasında seçim yapması gereken bir yol ayrımı olmamalı. Bu çatışmayı ortadan kaldıracak, aile hayatını muhafaza edecek uygulamaların sayısını, mutlaka artırmalıyız” görüşünü paylaştı.
Dünyanın her yerinde kadınların erkekler için tasarlanmış, rekabetçi bir iş ortamında tutunabilmek için zorlu mücadeleler verdiğini dile getiren Emine Erdoğan, oysa hükûmetin bu konuda önemli ve iyileştirici adımlar attığını, kadınların, kadın kimliklerini koruyabildikleri çalışma hayatının, ne kadar önemli olduğunun altını çizdiğini belirtti.
“TEKNOLOJİK İMKÂNLARI, KADINLARIN İŞ HAYATINA KATILIMINI KOLAYLAŞTIRMADA MUTLAKA KULLANMALIYIZ”
Emine Erdoğan, cinsiyet adaletine vurgu yapılıp kadınların lehine birçok uygulamanın hayata geçtiğini belirterek, şunları kaydetti: “Burada hepsini tek tek saymak, elbette mümkün değil. Ancak, süt izinleri, kreş desteği, yarı zamanlı çalışma gibi düzenlemelerin ortak amacı, iş ve aile hayatı arasında bir ahenk yaratmaktır. Umarım bu örnekler, tüm sektörlerde yaygınlaşır. İş yerlerinin, kültürel kodlarımızı temel alan çalışma modelleri oluşturması, kadınların önündeki engelleri kaldırmada kuşkusuz çok önemli. Bununla beraber, dünyanın, bilgi ve iletişim teknolojilerinde geldiği ileri seviyeyi de, bir fırsat olarak görmeliyiz. Fiziksel mekân şartını ortadan kaldıran teknolojik imkânları, kadınların iş hayatına katılımını kolaylaştırmada mutlaka kullanmalıyız. Unutmayalım ki Türkiye, kendi reçetelerini yazabilen, kendi formüllerini ve çözümlerini geliştirebilen, güçlü bir ülkedir.”
Değerli projeleriyle yarışmaya katılan katılımcılara özel olarak teşekkür eden Emine Erdoğan, “Sizler, bilgi ve becerilerinizle hepimizi heyecanlandırdınız. İyilik dolu fikirlerinizle, kadın potansiyelinin zirvelerini gösterdiniz. Kadınların insani ilerlemeye olan büyük katkısını bir kez daha ispat ettiniz. Benim için hepiniz birer kazanansınız. Lütfen, tecrübelerinizi sizinle aynı yolda yürümek isteyen tüm kadınlara ve gençlere aktarın. Çünkü dünyanın problem alanları, kadınların getireceği yeni çözümleri bekliyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile birlikte, kadınları merkezine alan ortak projelerin sayısının da artmasını dilediğimi belirtmek istiyorum” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Törene, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, Cumhuriyet tarihinin ilk kadın generali Tuğgeneral Özlem Yılmaz, Alev Alatlı’nın kızı Funda Aktan, jüri üyeleri, yarışmacılar ve davetliler de katıldı.
Törende, “Yılın Üreten Kadın Girişimcisi Kategorisi”nde Zahide Arı, “Yükselen Yıldız Kategorisi”nde Nurdeniz Erdoğan, “Teknoloji Tabanlı Kadın Girişim Kategorisi”nde Işıl Melisa Işık, “Sıfır Atık Kategorisi”nde Zeynep Balca Yılmaz ile “Kadın Kooperatifi Kategorisi”nde Ümmühan Keskin ödülünü Emine Erdoğan’ın elinden aldı.
Emine Erdoğan, “Alev Alatlı Özel Ödülü” kazananı Gönül Paksoy’a da ödülünü, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan ile birlikte verdi.
Arslan tarafından Emine Erdoğan’a zeytin ağacı hediye edilmesinin ardından tören, aile fotoğrafının çektirilmesiyle sona erdi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’yi küresel bir çekim merkezi haline getirmeyi sürdürülebilir kalkınmanın temeli olarak addettiklerini söyleyerek, “Dünyanın her yerinden parlak zihinlerin, yenilikçi fikirlerini bu topraklarda geliştirerek önemli ve kritik girişimlere dönüştürmesine imkân sağlayacak Türkiye Tech Visa Programı’nı ilan ettik. Programın ilk 5 ayında Dünyanın dört bir yanından 214 teknoloji girişimi Türkiye’ye taşınmak için başvuru yaptı.” dedi.
TÜBİTAK’ta Türkiye için kritik pek çok projeyi hayata geçirdiklerini belirten Bakan Kacır “Ülkemizin kritik projelerinde görev almak üzere TÜBİTAK çatısı altında 737 yeni çalışma arkadaşımıza yönelik ilana çıkmış durumdayız. TEKNOFEST kuşağını, Türk Gençliğini TÜBİTAK’ta bizlerle birlikte alın teri, akıl teri dökmeye bu vesileyle davet ediyorum.” diye konuştu.
Bakan Kacır, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi tarafından düzenlenen ve bu yıl “Yeteneğe Dayalı Kalkınma” temasıyla gerçekleşen 3. İstanbul İnsan Kaynakları Forumu’na katıldı. Kacır, burada yaptığı konuşmada tarih boyunca ekonomik ve toplumsal kalkınmanın temelleri, her dönemin hâkim dinamiklerine göre şekillendiğini söyledi. Tarım çağında, bir milletin zenginliğini belirleyen en önemli unsurun; sahip olduğu verimli topraklar ve su kaynaklarına erişim olduğunu belirten Kacır, Sanayi Devrimi ile birlikte bu paradigmanın kökten değiştiğini söyledi. Bilgi çağıyla birlikte fiziksel varlıklardan ziyade bilgi, teknoloji ve inovasyonun ekonomik gücün merkezine yerleştiğini kaydeden Kacır konuşmasında şunları söyledi:
YENİ ÇAĞIN GERÇEĞİ: Bir zamanlar tarımsal üretime, sanayi gücüne ve yeraltı zenginliklerine dayalı olan büyüme modelleri, yerini bilgi ekonomisine, inovasyona ve yetenek gelişimine bıraktı. Yeni çağın gerçeği şudur: Yetenek, en kıymetli sermaye; inovasyon ise sürdürülebilir büyümenin lokomotifidir.
İTİCİ GÜÇ: Türkiye olarak nüfusumuzun ortanca yaşı bugün 34 düzeyinde. Yani pek çok gelişmiş ülkeye kıyasla 10-15 yaş daha genç ve dinamik bir nüfusa sahibiz. Biz, bu demografik avantajı yalnızca bir istatistik olarak değil, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarma hedefimizin en güçlü itici gücü olarak addediyoruz.
ADIMLARIN ODAĞI: Milli Teknoloji Hamlemiz doğrultusunda, daha güçlü ve müreffeh bir Türkiye için attığımız adımların odağına her daim insan kaynağımızı koyuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, son 22 yılda üniversitelerden teknoparklara, Ar-Ge merkezlerinden girişimcilik destek programlarına kadar geniş bir yelpazede insan kaynağımızın niteliğini artırmaya yönelik pek çok adım attık.
BÜYÜK ATILIMLAR: Nitelikli insan kaynağımızı destekleyerek; kendi eğitim uçaklarını, helikopterlerini, deniz platformlarını, kara araçlarını, uydularını geliştirebilen, üretebilen, büyük atılımlara imzasını atan bir ülke konumuna yükseldik. Girişimcilerimizin, mühendislerimizin ve genç zihinlerin hak ettiği değeri bulması ile bugün insansız hava aracı üretiminde dünya birincisiyiz. Yerli ve millî otomobilimiz Togg; elektrikli, bağlantılı ve akıllı araç olarak yollarda.
TEKNOLOJİK DÖNÜŞÜMÜN ÖNCÜSÜ: Artık imkânsız zannedileni Türkiye’nin girişimcileri başarıyor, Türkiye’nin mühendisleri hayalleri gerçeğe dönüştürüyor. Elde ettiğimiz bu tarihi kazanımları devam ettirmek ve gençlerimizin potansiyelini ortaya çıkarmak için hep birlikte gayretlerimizi sürdürüyoruz. Biliyoruz ki; günümüz dünyasında teknolojik dönüşümün öncüsü ve lideri esasen gençlerdir.
TEKNOFEST KUŞAĞI: Her TEKNOFEST’te Gençlerimizin Nuri Demirağların, Vecihi Hürkuşların, Şakir Zümrelerin, Nuri Killigillerin akamete uğramış serüvenlerini tamamlama kararlılığına tekrar tekrar şahit oluyoruz. Ne mutlu ki Millî Teknoloji Hamlesi’ni omuzlayan, bu ülkeyi daha ileriye taşıma derdinde olan azimli, birikimli, çalışkan TEKNOFEST kuşağı var.
DENEYAP ATÖLYELERİ: 81 şehrimizde kurduğumuz Deneyap Teknoloji Atölyelerimizde 35 binden fazla gençlerimizi bilim ve teknoloji dünyasıyla 11 yaşından itibaren buluşturuyoruz. “Sektör Kampüste” programımız ile üniversite öğrencilerine, sektör profesyonelleri tarafından güncel ve sahadan içeriklerle hazırlanarak zenginleştirilmiş dersler alma imkanı sağlıyoruz. Milli Teknoloji Uzmanlık Programlarımızla da teknoloji geliştirme ve katma değerli üretim altyapımızın ihtiyaç duyduğu alanlarda gençlerimizi geleceğin yetkinlikleriyle buluşturuyoruz.
MİLLİ TEKNOLOJİ STAJ PROGRAMI: Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi ile yakın iş birliği içinde yürüttüğümüz Milli Teknoloji Staj Programımızla da gençlerimize sanayi ve teknoloji ekosistemimizin öncü firmalarında staj yapma imkanı tanıyoruz. Ar-Ge teşviklerimizden teknopark uygulamalarımıza, TÜBİTAK desteklerinden KOSGEB programlarına ve girişim sermayesi fonlarına pek çok uygulama ve düzenleme ile gençlerimizin girişimci ruhunu besleyerek, girişimciliği kariyer yolculuğunda bir alternatif haline getiriyoruz.
GELECEĞİN DÜNYASI: Gençlerimizin doğru yetkinliklerle buluşması kadar önem verdiğimiz bir diğer başlık ise kuşkusuz mevcut iş gücümüzü geleceğin dünyasına güçlü şekilde hazırlamak. Özellikle başta yapay zekâ olmak üzere yıkıcı teknolojilerin çok boyutlu etkileri; yetkinlik dönüşümünün bizler için tercihten öte zorunluluk olduğunu gösteriyor.
YENİ İSTİHDAM ALANLARI: Araştırmalar ülkemizde halihazırda 7 milyon kişinin yürüttüğü işlerin 2030 yılına kadar yeni nesil teknolojilerin etkisiyle ya tamamen ortadan kalkabileceği ya da farklı niteliklere sahip rollere dönüşeceğini gösteriyor. Ancak gelişen teknolojilere doğru bir bakış açısıyla yaklaşırsak, bünyesinde 9 milyon kişiyi barındıracak yeni iş modelleri oluşturma imkanına sahibiz. Özellikle teknolojiyle ilgili alanlarda ortaya çıkacak fırsatları da doğru değerlendirdiğimiz takdirde mevcuttan en az 2 milyon ilave istihdam oluşturmamız mümkün.
BÜTÜNCÜL KALKINMA: Sanayimizin dijital dönüşümüne rehberlik eden model fabrikalarımızın sayısını 10’a ulaştırdık. Kocaeli, Denizli, Malatya, Tekirdağ, Sakarya ve Trabzon’da açılışını gerçekleştireceğimiz yeni merkezlerle bu sayıyı 16’e çıkaracağız. Ülke sathına yayılan, bütüncül bir kalkınmayı tüm sektörlerde topyekûn şekilde hayata geçirmeyi sürdüreceğiz.
TECH VİSA PROGRAMI: Tarihimizden aldığımız ilhamla, Türkiye’yi küresel bir çekim merkezi haline getirmeyi sürdürülebilir kalkınmanın temeli addediyoruz. Dünyanın her yerinden parlak zihinlerin, yenilikçi fikirlerini bu topraklarda geliştirerek önemli ve kritik girişimlere dönüştürmesine imkân sağlayacak Türkiye Tech Visa Programı’nı ilan ettik. Programın ilk 5 ayında Dünyanın dört bir yanından 214 teknoloji girişimi Türkiye’ye taşınmak için başvuru yaptı.
LİDER ARAŞTIRMACILAR PROGRAMI: Uluslararası Lider Araştırmacılar Programımız ile; alanlarında dünyanın en iyi merkezlerinde deneyim kazanmış yetkin araştırmacıların ülkemize gelmelerini teşvik ediyor, bilimsel ve teknolojik çalışmaların bu topraklardan yükselmesini sağlıyoruz. Bugüne kadar program kapsamında, 57’si diğer ülke olmak üzere toplam 253 araştırmacıya, çalışmalarını ülkemizde sürdürmeleri için destek sağladık. Bizler, potansiyelini harekete geçirmeyi bekleyen tüm girişimcilerimize fırsat ve imkan kapılarını sonuna kadar açmaya devam edeceğiz.
GENÇLERE TÜBİTAK DAVETİ: TÜBİTAK’ta Türkiye için kritik pek çok projeyi hayata geçiriyoruz. Bugün itibariyle uzay teknolojilerinden savunma sanayine, yapay zekadan raylı sistem teknolojilerine, ülkemizin kritik projelerinde görev almak üzere TÜBİTAK çatısı altında 737 yeni çalışma arkadaşımıza yönelik ilana çıkmış durumdayız. TEKNOFEST kuşağını, Türk Gençliğini TÜBİTAK’ta bizlerle birlikte alın teri, akıl teri dökmeye bu vesileyle davet ediyorum.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.